Ankara’da 7 Mart 2019 tarihinde Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) Konferans Salonunda, YTB; Genel Merkezimiz ve Avrasya Yazarlar Birliğinin düzenlediği “Doğumunun 100. Yılında Cengiz Dağcı Anma Programı” gerçekleştirildi.
Dünyaca tanınan Kırım Tatar yazar Cengiz Dağcı’nın yaşamı, eserleri ve fikirlerinin ele alındığı program, “Türk Dünyasının Enleri Cengiz Dağcı” belgeselinden bir kesit ile başladı. Belgesel gösteriminin ardından açılış konuşmaları yapıldı.
Programda Genel Başkanımız Mükremin Şahin, konuşmasına Kırım coğrafyası ve Kırım Hanlığı hakkında bilgiler vererek başladı. 1944 Sürgününün, Kırım Tatarlarının hayatında çok önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti.
Şahin, tarihi perspektiften bakıldığında Kırım Tatarlarının çok farklı bir yeri olduğuna dikkat çekti. Örnek olarak Kırım Hanı Bora Gazi Giray’ın (1551-1607) büyük bir asker olmasının yanında Kırım Tatarcası, Çağatay Türkçesi ve İstanbul Türkçesi ile şiirler yazan bir isim olduğunu ifade etti. Şahin, “İnşallah Kırım Tatar dili kaybolmaz, kaybolmayacak çünkü bu dil, Türk dünyasının ve Türk dilinin bir köprüsü konumundadır” dedi.
Şahin, Cengiz Dağcı’nın Türkiye’de en çok okunan yazarlardan olduğunu ve Türkçenin en güzel eserlerini verdiğini söyledi. Şahin, Dağcı hakkında bir anekdot da paylaşarak Türkiye’ye hiç gelmemesine rağmen Türkçe’ye hakimiyeti sorulduğunda “anadilimi(Kırım Tatarca) biraz ütüledim” dediğini aktardı. Kırım coğrafyasında Kırım Türklerinin 700-800 yıllık bir yazılı tarihinin olduğunun ancak sürgünde bu kültürün yok edildiğini söyleyen Şahin, halkın sürgün ve soykırımlara rağmen ayakta kalarak kendi kültür ve medeniyetini koruduğunu ifade etti. Mükremin Şahin, konuşmasını 17.yy’da Kırımlı bir destan şairi olan Edip Bey’in yazdığı manzum eserle tamamladı.
Şahin’in ardından YTB Başkanı Abdullah Eren konuştu. YTB Başkanı Eren, Cengiz Dağcı’nın doğumunun 100. yıl dönümü vesilesiyle Kırım Tatar ve Ahıska sürgünlerinin (1944) 75. yıl dönümlerini de andı. YTB’nin bunun gibi programlara devam edeceğini ifade eden Eren, bu programların büyük bir etkinlikle sonlanacağının da haberini verdi. YTB programının organize edilmesi hususunda Kırım Derneği Genel Merkezi ve Avrasya Yazarlar Birliğine teşekkür etti. YTB’nin kurum olarak son 4-5 yıllık işgal süreci de dikkate alındığında Kırım Türklerini önemsediğini söyleyen YTB Başkanı, emeği geçenlere ve katılımcılara da ayrıca teşekkürlerini bildirdi.
Programda Türk dünyasından ve diğer ülkelerden Cengiz Dağcı’nın eserlerini okuyan öğrencilerin Dağcı hakkındaki görüşlerini aktaran bir video yayınladı.
Daha sonra Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zuhal Yüksel ve Avrasya Yazarlar Birliği Başkanı Yakup Ömeroğlu konuşmaları için sahneye davet edildi.
İlk konuşmacı Ömeroğlu, Cengiz Dağcı’nın hayatındaki önemli noktalara ve anektodlara dikkat çekti. Ömeroğlu, “Sovyetler, İkinci Dünya Savaşında yazarlarını, şairlerini, sanatçılarını hiçbir zaman cepheye göndermediler. Ama Türk olanları sanatçı olup olmamasına bakmaksızın en önde cepheye gönderdiler” diye kaydederek Dağcı’nın savaşa sürülmesini anlattı. Ömeroğlu, bununla bağlantılı olarak ünlü tarihçi Baymirza Hayit’in cepheye gönderilmesi ve cephede Almanlara esir düştükten sonra idamın eşiğinden dönmesini de hatırlattı. Cengiz Dağcı’nın Türkiye’ye göç etmek istediği zaman Türkiye’de akrabasının bulunup bulunmadığı sorusuna “Tüm Türkiye benim akrabamdır” dediğini söyleyen Ömeroğlu, Birleşik Krallık’ta yaşayan yazarın yıllar sonra bir şiir etkinlik için Kırım’a davet edilmesi üzerine bu daveti kabul etmeyerek: “Ben ölünce zaten Kırım’a gideceğim. Burası ölünecek ülke değil” dediğini de aktardı.
Cengiz Dağcı’nın cenazesinin Türkiye’nin girişimiyle, dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun Birleşmiş Milletler (BM) toplantısında yine dönemin Ukrayna Dışişleri Bakanına rica ederek Kırım’a nakledildiğini anlatan Ömeroğlu, yazarın Kırım’daki Karadeniz’e bakan kabri hakkında,“Cengiz Dağcı eserlerinde tarif ettiği gibi bir yerde yatıyor” diye kaydetti. Ardından şair Ali Akbaş’ı kürsüye davet ederek “Cengiz Kırım’a Döndü” adlı şiirini okumasını istedi. Şiiri okumadan önce hangi duygularla kaleme aldığını anlatan Akbaş: “Ben yıllar evvel iki Cengiz’im var demiştim. İkisi de rahmetli oldu artık. Onlara bir ağıt yazdım. Sanatçılar bir milletin hayatında önemli bir yerdedir.” dedi.
Gazi Üniversitesi Öğretim üyesi Prof Dr Zühal Yüksel de, Cengiz Dağcı’nın eserlerinden örneklerle edebi kritiğini yaparak onun eserlerinin, Kırım ve Türk dünyası açısından önemini vurguladı.
Kaynak: QHA