“Emel” dergisinin Türkiye’deki yayın hayatının Ankara’da sürdürülmeye başlamasının 35.yılı anma toplantısı 19 Ocak 2019 tarihinde Ankara'da Genel Merkezimiz Dr.Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi Bekir Sıtkı Çobanzade Kitaphanesi’nde yapıldı.
Emel Dergisi, 1930-1941 yılları arasında Dobruca’da, 1960- 1983 yılları arasında ise büyük bir kısmını İstanbul’da sürdürdüğü yayın hayatını 1983 yılından itibaren Ankara’da genç bir kadro ile devam ettirmişti.
Katılımcılara Dr.Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi Lokali’nde Kırım Tatar mutfağının lezzetli aşlarının sunulduğu toplantıya ilgi büyüktü. Yurt içinden ve yurt dışından çok sayıda konuğun hazır bulunduğu toplantıya Kırım Tatar Milli Meclisi ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu Üyeleri, Emel Kırım Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri, Kırım Vakfı Yönetim Kurulu Üyeleri, Kırım Gelişim Vakfı ve Türkiye’de Kurulu Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Koordinasyon Başkanı, Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyeleri, dernek üyeleri, Kırım Tatar diasporası mensupları, çeşitli dönemlerde Emel Dergisine hizmetleri geçmiş vatan hadimleri ve çok sayıda akademisyen katıldı. Estonyalı insan hakları savunucusu Oliver Loode da katılımcılar arasında yer aldı.
Toplantının açılış konuşmasını Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay yaptı. Daha sonra toplantının ev sahipliğini yapan Derneğimiz Genel Başkanı ve Dünya Kırım Tatar Kongresi (DKTK) Başkan Yardımcısı Mükremin Şahin bir konuşma yaparak katılımcılara hoşgeldiniz dedi.
“Emel”in başlangıcından günümüze tarihçesini anlatan ve geleceğe dönük projelerden bahseden bir sunum yapan Emel Dergisi Yazı İşleri Müdürü Özgür Karahan'dan sonra konuşan Prof. Dr. Hakan Kırımlı ise Emel dergisinin önemini anlattı.
Kırımlı sözlerini “Emel”in sadece belli tarihlerde belli yerlerde çıkmış bir dergi olmadığını, Kırım Tatar tarihinde önemli kırılma noktalarına vesile olduğunu, diaspora kimliğinin oluşmasını, milli değer ve kavramların günümüze aktarılmasını sağladığı hususunu altını çizerek sürdürdü. Emel Dergi'sinin Ankara'da yayın hayatına başlamasında etkin rol oynayan Prof. Dr. Hakan Kırımlı konuşmasını bir akademisyen nazarında yaptığını belirterek " Emel, yalnızca bir dergi değildir. Unutulmuş olan millî bayrak, millî marş gibi pek çok sembolümüz ve değerimizin yeniden gündeme getirilmesinde; bu değerlerin sürgünde ve vatanda yaşayan kardeşlerimize tanıtılmasında ve diaspora teşkilatlanmasında tarihî bir vazifeyi yerine getirmiş bir akademidir.” dedi. Kırımlı, dergi ile başlayan hareketlenmenin temel hedeflerini ve sürecini şu sözlerle paylaştı: "Kırım'ı milli manada yaşatmaya çalışan yegâne hareket Emel. Dergi 80 öncesi ve sonrası olarak incelenmeli. Emel'in kırılma noktası genç kadroya geçilmesidir. İki hedefimiz vardı birincisi kesinlikle sürgündeki vatandaşlarla bağ kurmak. 80 yılında bu bağı kurduk. Milli Hareketimizin yeraltı yayınlarını, oradaki neşriyatları takip etmek mümkün oldu. İkincisi buradaki insanların Emel için teşkilat gibi çalışmasıydı. Türkiye'de ilk defa diaspora teşkilatlanması başladı. Bu sürgündeki milli hareketle paralel bir oluşumdu."
Kırım ile kurulan ilk irtibatın sonrasında Gökbayrak'ı Kırım'a Emel dergisi üyelerinin götürdüklerini anlatan Kırımlı konuşmasına şöyle devam etti: "1989 yılında ilk Gökbayrak'ı “Emel”ciler Kırım’a götürdü. Beni her şeyden çok vatanımın kurtarılması ilgilendiriyor. Yeni mücadele ve birlik planımız nasıl olacak? Kırım'da yaşayanların sayısı dışarıda olanların 10'da biri, bunu avantaja çevirmek mümkündür. Emel dergisi olmadan Kırım Tatar diasporası gerçekleşemezdi ve ilk gerçek diaspora yayını “Emel”dir. Bu dergi Kırım Tatar kimliğini bizlere öğretti.” diyen Kırımlı uzun, bilgilendirici ve etkili konuşmasını "Katil ve cani Putin'i ve Rusya'yı Kırım'dan çıkarmak için mücadeleye devam edeceğiz" diyerek bitirdi.
Kırım Teşkilatları Platformu Koordinasyon Başkanı Ümit Şilit, Emel Dergisinin Polatlıdaki köyleri Karayavşan’a posta ile gönderildiğini, köyde Emel’in heyecanla okunduğunu, elden elden dolaştığını belirtirek günümüzde Emel Dergisinin abone sayısının kolayca artırılabileceğini söyledi.
Toplantının konuklarından KTMM üyesi Eskender Bariyev burada bulunmaktan duyduğu memnuniyeti ifade ettiği konuşmasını şöyle sürdürdü: " Türkiye'de 3 milyondan fazla Kırım Tatarı var, burada siz ne kadar güçlü olursanız, biz mücadelemizde o kadar güçlü oluruz. Bugün burada bilmediğim çok şey öğrendim. Halkımızın ve millî hareketimizin değişik coğrafyalarda neler yaptığı konusunda maalesef benim bilgilerim eksikti. Burada öğrendiklerim bana rehber olacaktır."
Rusya’ya girişi 25 Ekim 2073’e kadar yani 99 yaşına kadar yasaklanmış olan Estonyalı insan hakları savunucusu ve Kırım Tatar Millî hareketi destekçisi Oliver Loode da yaptığı konuşmada, davet edildiği için teşekkür ederek, Kırım Tatarlarının mücadelesini desteklediğini söyledi. Sovyetler ve Rusya döneminde Eston halkının bağımsız Estonya için verdiği mücadeleyi anlatan Loode, Eston diasporasının mücadelesinden örnekler vererek Kırım'ın işgalden kurtulması için mücadele eden Türkiye'deki Kırım Tatar diasporasını çok iyi anladığını ve bu yöndeki çalışmaların devamının önemli olduğunu ifade etti.
Kırım Derneği Önceki Dönem Genel Başkanı Tuncer Kalkay, Kırım Tatar Milli Hareketinin çeşitli safhalarında hizmet ettiğini, Kırım Derneği Genel Başkanlığı yapmasının da kendisine nasip olduğunu, ancak kendisini her zaman Emelci kimliği ile tanımladığını belirterek; Kırım Tatar Milli hareketinin Diaspora temelini de Emel’i koymanın yerinde olacağını, Emel ‘in sadece bir dergi, hatta bir milli yayın organı değil, Kırım Tatar milli hareketinin Diaspora ’da şekillenmesini sağlayan bir teşkilatlanma modeli olduğunu ifade etti. Tuncer Kalkay Uzun yıllar Emel Dergisi’nin Ankara Temsilciliği görevini de yürütmüştü.
Emel Kırım Vakfı’nın Yönetim Kurulu Üyesi Cevdet Tahiroğlu’da Emel Dergisi’nin Dobruca’da çıktığı ve şu anda Bulgaistan sınırları içerisinde kalan ve bir dönem kendisinin de yaşadığı Hacıoğlu Pazarcık şehrindeki Emel Dergisi ile ilgili hatıralarını paylaştı.
Toplantıda Kırım Derneği Gebze Şubesi Başkanı Şerife Orak, Şubelerince hazırladıkları “Dostluk Yolu Projesi” hakkında bilgi verdi. Gebze Kırım Türkleri olarak bir farkındalık yaratmak ve Kırım’ın işgalini gündeme getirmek amacıyla yaklaşık bin dört yüz parçadan oluşan 66 metre uzunluğunda bir araya gelen el işlemeleri ile Dostluk Yolu’nu hazırladıklarını ve 10 Aralık 2018 tarihinde Kırım Çongar Bölgesinde açmayı planladıklarını, ancak Ukrayna’daki sıkıyönetim nedeniyele de Gebze’de açtıklarını ifade etti.
Genel Başkan Vekilimiz ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Genel Sekreteri Namık Kemal Bayar da Kırım’ın işgalinin 5. yılı ve Büyük Sürgün’ün 75. Yılı münasebetiyle Dünya Kırım Tatar Kongresi ve Kırım Derneği Genel Merkezi’nin yürüttüğü projeler hakkında bilgi verdi.
Dünden bugüne “Emel”camiasına hizmet verenlerin ve konukların konuşmalarının ardından Emel Kırım Vakfı Başkanı Zafer Karatay tüm konuşmaların değerlendirmesini yaparak katılanlara teşekkür ederek, toplantının bu kadar verimli ve iyi geçmesini sağlayan ortamı temin ettikleri için Genel Merkezimize şükranlarını bildirdi ve sözü kapanış konuşması için Genel Başkanımıza verdi.
Genel Başkanımız Mükremin Şahin de toplantının nihayetinde şunları söyledi: “Halkımızın şu anda içinde bulunmuş olduğu durum çok zor ve ümitsiz gözükebilir.Kırım’ın bugün işgal altında olması; sürgün yerlerinde hâlâ vatana dönememiş 150 ila 200 bin insanımızın olması; milyonlarca insanımızın dünyanın çeşitli ülkelerinde yaşaması; millî mekteplerimizin, ana dilimizde yayın yapan millî basınımızın, kültür-medeniyet ve sanat merkezlerimizin olmaması ne kadar zor olsa da benim halkımızın yaşama inancı ve iradesine olan güvenim tamdır. Millî hareketimizin 100 yıldan ziyade süren mücadelesinde özellikle sürgünden sonra sürgün yerlerinde geliştirdiği millî prensipler, ilkeler ve teşkilat anlayışı bütün dünyada büyük bir itibar-şan-şöhret kazanmıştır. Muhaceret coğrafyasında ve sürgün coğrafyasında kazandığımız birikimler geleceğimize ışık tutacaktır. Kırım Tatar halkı mutlaka vatanlarında millî devletini kuracak, kültür ve medeniyetini ayağa kaldıracaktır. Birlik ve beraberliğimiz 100 yıldan ziyade devam eden mücadelemizin tecrübe ve birikimleri ile millî hafızamız ve irademiz geleceğimizi belirleyen esastır. Silahlı mücadeleyi ve terörist eylemleri kabul etmeyen millî hareketimiz daha çalışkan, disiplinli ve ısrarcı olmalıdır.”