Ukrayna Milletvekili ve Kırım Tatarlarının efsanevi yolbaşçısı Mustafa A. Kırımoğlu’nun 17 Mart 2014 tarihinde Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte Ankara’da düzenlenen basın toplantısındaki konuşması aşağıda verilmiştir.
Malum olduğu gibi Ukrayna halkı ve onun bir parçası olan Kırım Tatar halkı, Ukraynanın bağımsız ve demokratik bir ülke olması için uzun zamandan beri mücadele vermektedir. Kiev ve Ukrayna’da Şubat ki geniş çaplı çatışmalar neticesinde, Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç ülkesini terk etti ve yeni demokratik hükümet kuruldu.
Rusya 10 15 bin askeri ile Kırım’ı işgal etti.
Biz bundan sonra ülkemizin demokratik bir ülke olacağı konusunda çok ümitli idik. Yeni hükümeti bütün dünya destekledi. Fakat büyük komşumuz maalesef bunu kabul etmedi ve nihayet Rusya donanmasının üstlendiği Sevastopol’den 10-15 bin askeri Kırım yarımadasına getirdi ve Bizim toprağımız olan Kırım yarımadasını işgal etti. Daha sonra bildiğiniz gibi bir referandum yapıldı ve referandumda tek 2 soru soruldu. 1. Si “Biz bağımsız cumhuriyet olacağız ve Rusya’nın bir parçası olacağız”. 2. Si de “Kırım Otonom Cumhuriyetinin 1992 anayasını kabul edip Ukrayna’nız parçası olacağız” şeklinde idi. Aslında 2 soruda birbirine yakın. Çünkü 1992 anayasası Kırım’ın bağımsızlığını öngörüyor ve Ukrayna’ya sadece anlaşmalarla bağlı kalıyor. Pratik olarak ise Rusya’ya bağlı olacak. Referandumdan 2. Soru çıksa bile yine de Kırım yarımadasının Ukrayna’dan koparılma tehlikesi vardı.
Kırım Tatarları Referandumu boykot ettiler.
Böyle bir durumda, Kırım Tatarları referandumu boykot ettiler. Çünkü bu 2 sorudan hiç birisi Bizim için uygun değildi. Biz, Sn. Dışişleri Bakanının dediği gibi Ukrayna’nın bütünlüğünün tarafıyız. Ukrayna’nın iç işlerine hiçbir ülkenin karışmaması taraftarıyız. Elbette Ukrayna topraklarından yabancı askerlerin çıkarılması taraftarıyız ve böyle referandumu kabul etmedik, etmeyeceğiz. Burada da Kırım yarımadasının Ukrayna’nın bir parçası olarak kalması taraftarıyız.
Kırım Tatar halkının geleceği Ukrayna Devletinin geleceği ile bağlıdır.
Kırım Tatar halkının geleceği Ukrayna Devletinin geleceği ile bağlıdır. Biz bu sorunu elbette barış içerisinde çözülmesi taraftarıyız. Biz yaptığımız yarım yüzyıllık mücadelemizde ne kendi tarafımızdan ne de karşı taraftan tek bir damla kan dökmedik. Bunu da gururla söylemekteyiz.
Senin toprağına yabancı askerler gelecek olsa, senin evin, yabancı ülkenin eline geçecek olsa, orada kan dökülmeyecek demek mümkün değildir.
Konunun dünya kamuoyunun baskısı sonucu çözülmesini istiyoruz.
Bu konunun dünya kamuoyunun baskısı sonucu çözülmesini istiyoruz. Bu mesele diplomatik şekilde çözülecek, Ukrayna’nın bütünlüğü korunacak, Kırım Otonom Cumhuriyeti Ukrayna’nın bir parçası olarak kalacak ve Bizim toprağımızdan yabancı askerler çıkarılacaktır. Aksi taktirde Karadeniz bölgesinde huzurun ve barışın olması çok uzak bir ihtimaldir.
Göçmenler, Kırım’ın geleceği konusunda hak sahibi değildir.
Referandum konusuna gelince; Putin’in söylediğine göre bu referandum, Birleşmiş Milletlerin, “her milletin kendi kaderini tayin etme hakkı” esasına dayanıyormuş. Bu saçma bir şey. Çünkü Kırım halkı diye bir kelime yok. Orada Kırım’ın asıl sahibi Kırım Tatar halkı ile göçmenler var. Göçmenlerin, Bizim toprağımızın statüsünün ne olacağına karar vermeye hiçbir türlü hakkı yoktur. Bu sebeple bu referandumu tanımadık, tanımayacağız.
Referandum Ukrayna yasalarına göre yapıldığı taktirde yasaldır.
Aslında böyle bir yol edinilecek olsa, dünyada huzur olmayacak. Bu durumda herhangi bir ülkenin bir kasabası da, bir başka ülkeye bağlanmak için referandum yapabilecek.
Ukrayna içerisinde halkın ne olacağı, Ukrayna kanunlarına göre ve Ukrayna genelinde yapılacak bir referandumla belirlenebilir. Bu referandum tavsiye olarak Ukrayna parlamentosuna sunulur ve son kararı Ukrayna parlamentosu verir. Yani bu referandum Ukrayna kanunlarına tamamen aykırıdır.
Ukraynanın toprak bütünlüğünün garantörü Rusya, Ukrayna’nın bir parçasını kendisine eklemeye çalışıyor
İkinci tarafı ise 1994 yılında imzalan Budapeşte anlaşmasına göre; Ukrayna Devleti nükleer silahlarından vazgeçmesi karşılığında, ABD, İngiltere ve Rusya, Ukrayna’nın bağımsızlığını ve bütünlüğünü koruyacak şekilde garantör ülke olmuşlardı. Şimdi bu garantörlerden birisi, Bizim bağımsızlığımızı, bütünlüğümüzü korumak bir yana, Ukrayna’nın bir parçasını kendisine eklemek peşinde, Elbette bu çok tehlikeli bir davranış. Büyük devletler böyle davranacak olsalar, bu dünyada hiçbir zaman huzur olmayacak. Böyle davranışlar büyük savaşlara yol açabilecektir. Bu sebeple bu meselenin barış içerisinde çözülmesi için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti’ne minnettarız
Bu bakımdan, Biz Türkiye Cumhuriyeti’ne ve onun pozisyonuna minnettarız. Bizim pozisyonumuz Türkiye ile yüzde yüz aynıdır. Ukrayna’nın bütünlüğü, bağımsızlığı çerçevesinde yabancı askerler Ukrayna’yı terk etmelidir. Eğer orada yabancı askerler kalacak olsa, daima büyük problemler çıkabilir. Bu pozisyonu da Türkiye’nin desteklemesine çok ihtiyacımız var.