•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  •  

    11 Nisan 2016 Pazartesi günü sabah saatlerinde Litvanya Parlamentosu giriş salonunda Millî Liderimiz Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatını fotoğraflarla anlatan bir sergi açılışı yapıldı.

          

    Yapılan konuşmalarda Mustafa Agamızın hayatı boyunca savunduğu değerlerin tüm insanlık için önemi üzerinde duruldu. SSCB politikalarının en sert olduğu dönemlerde Kırım Tatar Halkının anavatana dönüşü için mücadele ettiği belirtilerek savunduğu değerlerin evrensel olduğu dile getirildi.

          

    Çünkü o, insan haklarının herkes için gerekliliğini savunurken özgürlük ve serbestliği sadece kendi halkı için değil tüm insanlık için istedi vurgusu yapıldı.

     

    Sergi açılışının ardından Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu’nun Türkiye, Romanya, Kanada, Ukrayna, Polonya, Amerika ve Rusya tarafından işgal edilen Kırım temsilcileri Litvanya Parlamentosu binasında toplandı. Toplantıya Kırım Tatar Halkının Millî Lideri, Ukrayna Cumhurbaşkanı’nın Kırım Tatarları’ndan Sorumlu Yetkilisi, Ukrayna milletvekili Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı, Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı, Ukrayna milletvekili Refat Çubarov da katıldı. 

    Toplantı katılımcıları arasında Belarus Cumhuriyeti’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Stanislav Shushkeviç, Litvanya Parlamentosu Uluslararası İşler Komitesi Başkan Yardımcısı Emanuelis Zingeris, Gediminas Kirkilas, Litvanya Parlamentosu’nun eski Başkanı Prof.Vytautas Landsbergis, Vilija Aleknaité Abramikiené, Alexandra Krylenkova, İvanna Bilych, Marius Janukonis gibi önemli siyasetçi ve insan hakları savunucuları bulunuyordu. Ayrıca ABD Senatörü John McCaine de video yoluyla iletmiş olduğu mesajla toplantıya katıldı. 

       

     

    Dünya Kırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu’nun 11-13 Nisan tarihleri arasında yapılması planlanan 4. toplantısı “İşgal Edilen Kırım’da Toplu İnsan Hakları İhlalleri” konulu konferans ile başladı. Litvanya Tatar Toplumu temsilcisi Adas Jakubauskas konferansa başlarken tüm konuklara hoşgeldiniz diyerek iyi dileklerini iletti.

     

     

    Ardından Litvanya Parlamentosu Uluslararası İşler Komitesi Başkan Yardımcısı Emanuelis Zingeris Kırım Tatar Halkının haklı mücadelesinin olumlu sonuçlanacağına olan inancını dile getirerek Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun şahsında tüm katılımcıları saygıyla selamladı ve ardından açılış konuşmasının yapmak üzere Litvanya Parlamentosu Başkanı Loreta Graužinienė’yi kürsüye davet etti. Graužinienė Rusya tarafından işgal edilen Kırım’da insan haklarının toplu şekilde ihlalinin tespit edildiğini kaydettikten sonra Kırım Tatar diasporasına bağımsızlık mücadelesi esnasında Litvanya’ya verdiği destek için ayrıca teşekkür etti. Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevičius ise Litvanya Kırım Tatarları’nın ikinci vatanıdır dedi. 

        

    Litvanya Parlamentosu’na Kırım Tatarları’na gösterdiği destek için teşekkür eden Kırım Tatar Halkının Millî Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatarca yaptığı konuşmasında şunları söyledi: “Toplantıya Stanislav Shushkeviç ve Vytautas Landsbergis’in (Litvanya Parlamentosu’nun eski Başkanı) katılması bizim için onur verici. Hepsine Kırım Tatar Halkı adına teşekkür ediyorum. Totaliter rejime karşı mücadele eden ve topraklarına geri dönmeye çalışan Kırım Tatar Halkı yeniden bir baskı rejimiyle karşı karşıya. Bu vaziyet aynı zamanda zor değil korkunç. Dünya, meselenin sadece Ukrayna ve Kırım Tatarları ile ilgili olmadığını anlamalı. Bunun bir örneğini de Gürcistan’da gördük. Kukla devletlerin kurulduğu o dönemde, kararlı eylemlerde bulunulması gerekiyordu. Avrupa’nın işgali hiçbir zaman kabul etmeyeceğini açıklaması bizi sevindiriyor. Halkımız toprağını terketmeye zorlanıyor ama biz mücadelemize son vermeyeceğiz ve sürdüreceğiz. Kırım Hanlığı’nın kurucusu Hacı Giray burada, Litvanya’da doğdu. Litvanya hem bunun için hem de insan haklarının korunması için çok önemli. Bize desteğiniz için çok teşekkür ederiz.”

       

    Litvanya’nın eski Başbakanlarından Gediminas Kirkilas konuşmasına toplantı için bu toprakların seçilmesi ve burada kendinizi evinizde hissetmeniz çok önemli diyerek başladı. Mustafa Aga’yla karşılaştıkları her platformda Kırım Tatar meselesini konuştuklarını, savaşların eskiden silahlarla yapıldığını fakat günümüzde propaganda yoluyla yapıldığını ve bunun çok vahim olduğunu dile getirdi. Sözlerini Kırım Tatar Halkını hep desteklediklerini, desteklemeye devam edeceklerini, boyun eğmeyeceklerini söyleyerek tamamlarken sizi hep bekliyoruz dedi.

     

     

    Daha sonra ABD Senatörü John Mc Caine’in video mesajı katılımcılara iletildi. Mc Caine mesajında şunları söyledi: “Sizinle olmayı çok isterdim ama olmadı. Kırım Tatar Halkının yaşadığı insan hakları ihlallerini konuşacağınızı biliyorum. Emin olun ki Putin’e karşı mücadelenizde Amerikan halkı yanınızdadır. SSCB döneminde yaşanan her türlü insan hakları ihlali bugün yeniden yaşanıyor. Kırım Tatar Halkı kendi topraklarında bağımsız yaşamayı hak etmiştir. Fakat sadece sözler yetmez, elele-kolkola  olmalıyız. Bağımsız Ukrayna Devleti içerisinde sizin haklarınızı destekleyeceğim. Allah yardımcınız olsun.”

     

     

    Kırım Tatar Halkının şimdiki durumunu konuşmalıyız diyerek söz alan Prof. Vytautas Landsbergis ise Kırım Tatar Halkının tek tarihi toprağı var ve bu topraklarda defalarca soykırım yaşandı dedikten sonra günümüzde insan hakları ihlallerinin had safhada olduğunu belirterek konuşmasını şöyle sürdürdü: ”İşgal edilen bu topraklarda yabancı bir ülkenin yasa hükümleri onlara dikte ediliyor. Onlar buna uyum sağlamak zorunda değiller ama gerçek çok farklı. Biz de 50 yıl işgal altında kaldık. Onları en iyi biz anlıyoruz. Kurtuluş ancak diplomatik olarak mümkün. Bugün Kırım’da etnik arındırma diyebileceğimiz olaylar yaşanıyor. Bu dönemde planlı olmak çok önemli. Kayıp olan, kaçırılan insanların listesi tüm insan hakları örgütlerine gönderilerek belgelenmeli. Kremlin’in yaptıklarının belgelenerek hür dünyaya iletilmesi üzerinde durulmalı. Kremlin’in faşist uygulamalarına karşı uluslararası kuruluşların yaptırımlarını sertleştirmeleri ve diplomatik çalışmalar da unutulmamalı.” 

       

     

    Belarus Cumhuriyeti’nin kurucu Cumhurbaşkanı Stanislav Shushkeviç ise farklı bir husus üzerinde durdu. Belarus’taki Kırım Tatarları’nın en zor dönemde bile kendi kültürü ve geleneklerini koruduğunu kaydederek o dönemde bazı insanların Kırım Tatarları hakkında neden kötü şeyler söylediklerini anlamadığını dile getirdi ve şunları söyledi: “Kırım Tatar Halkı başka halklarla birarada yaşamayı çok güzel başarıyor. SSCB döneminde kim Belarus dilinde konuşuyorsa ya köylü ya da Tatardı. O yüzden Belarus Halkının dili ve tarihinin en zor dönemindeki destekleri için çok teşekkür ederim. Ayrıca belirtmeliyim ki burada olmak çok önemli çünkü Vilnius bizim kültürümüzün kökeni sayılır. Rusları seviyorum, ama Kremlin’dekilerden nefret ediyorum. Başka halklara baskı yapanları, başka devletlerin topraklarını işgal edenleri sevmiyorum. Moskova’da düzenlenen konferansta, Kremlin’de günümüzde bulunan yönetimden nefret ettiğimi açıkça söyledim. Sizden bir ricam var, size özgü insanlık ve iyiliğinizi koruyun. Sonuna kadar yanınızdayız.”

     

    İnsan hakları savunucusu Vilija Aleknaité Abraminikiené sözlerine Litvanya halkının sevgilerini ileterek başladı. Kırım’da yaşananların bir soykırım olduğunu ve yabancı topraklarda yaşamak zorunda bırakılanların %40’ının hayatını kaybettiğini ifade etti. Ardından şunları söyledi: “Her halk birbirinden farklı ve her halk kendi kaderini tayin edebilmeli. Ukrayna’nın her platformda Kırım Tatar meselesini dile getirdiğini biliyorum. Rusya’da Putinle her şey değişti. İnsan hakları ihlalleri had safhada. Ne yazık ki uluslararası insan hakları örgütleri Kırım’a giremiyor. Kimileri için bu önemli olmayabilir ama Litvanya için önemli. Bu noktada Sayın Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Sayın Refat Çubarov’a çok teşekkür ediyorum. Kendisine neden size kötü davranılıyor dendiğinde Sayın Çubarov “Çünkü biz Ukrayna’ya ihanet etmedik” demişti. Siz çok gururlu bir halksınız.”

       

     

    Litvanya Parlamentosu Uluslararası İşler Komitesi Başkan Yardımcısı Emanuelis Zingeris ise Baltık Ülkeleri’nin 50 yıl bağımsızlıkları için mücadele ettiğini söyleyerek başladığı konuşmasına Kırım Tatar Halkının terör altında kalan bir halk olduğunu ve büyük baskı gördüğünü dile getirerek devam etti. Rusya’nın demokrasi kurma çabaları boşa gitti ve bu devlet bir terör devleti oldu dedi ve mücadelesini hâlâ sürdürdüğü için Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na teşekkür etti.

       

     

    Kırım İnsan Hakları Saha Misyonu Koordinatörü, St.Petersburglu Sivil Toplum Aktivisti Alexandra Krylenkova işgal sonrası yaşanan insan hakları ihlalleri ve baskıları bir slayt gösterisi ile birlikte anlattı. Yapılan aramalarda halkın nasıl korkutulduğunu ve yapılan işkenceleri dile getirdi. Günlük hayatı sürdürmenin çok zor olduğunu, insanların uzun zaman korkudan gece yatağa giyinerek girdiğini, basın organlarının azaltıldığını ve kalanların da Rusya yasaları çerçevesinde yayın yapmaya zorlandığını, gazetecilere açılan davaların arttığını ve  davalar esnasında salonda olmasalar dahi karar alındığını, Kırım Tatarca yayın yapan ATR’nin Kırım’dan çıkmaya zorlandığını belirtti. Siyasi tutuklular ve kaçırılan insanların sayısının çok olduğunu söyleyen Krylenkova her ne olursa olsun mücadelenin devam edeceğini söyleyerek konuşmasını tamamladı.

       

     Konferans sürerken canlı yayın yapmakta olan Litvanya Parlamentosu internet sitesine hackerlar tarafından siber saldırı yapıldığı ve geçici olarak kapandığı haberi geldi. Bu sırada söz alan ABD-Ukrayna İnsan Hakları Organizasyonu Volya Çağdaş Hukuk ve Toplum Enstitüsü Kurucusu ve Başkanı Ivanna Bilych Kırım’daki insan hakları ihlalleri ile ilgili problemlerin nasıl çözümleneceğinin konuşulması gerektiğini belirtti ve şunları söyledi: “Bunlar pek çok uluslararası kuruluş tarafından kayıt altına alınıyor. Kırım’daki kaosu göstermek için çalışmalar yapılıyor. Ayrıca uluslararası kuruluşların temsilcilerine her fırsatta raporlar yolluyoruz. Rusya Federasyonu’nun insan hakları ihlallerinin hukuki yönünü araştırıyoruz. Rusya Federasyonu pek çok anlaşmaya imza attı ama yaptıkları aynı anlaşmalara imza atanları korkutuyor. İmzaladığı hiç bir anlaşmanın garantörü değil. İnanıyoruz ki hukuk koruyucular olanları gözlemekle kalmayıp harekete geçecektir.”

    Litvanya’nın Kiev Büyükelçisi Marius Janukonis 2.Dünya Savaşı’nın bitiminden sonra dünyanın ilk defa bir işgalle karşılaştığını ve bunun güç dengelerini bozduğunu belirtirken Ukrayna’nın Vilnius Büyükelçisi Volodymyr Yatsenkivksky işgalin büyük yıkıma yol açtığını, sanayi ve ekonomide sıkıntı yaşandığını, Rusya’nın 2.Dünya savaşı’ndan sonra bir kez daha dünya düzenini kendince organize etmek  istediğini ifade etti. 

    Konferansın ikinci bölümü saat 14.00’te Litvanya’nın Avrupa Parlamentosu Temsilcisi Petras Austrevicius ile yapılan skype bağlantısı ile başladı. Austrevicius siyasi alanda yapılması gerekenler ve DQTK’nin Brüksel’de bir temsilcilik açmasının öneminden söz etti. Daha sonra Dışişleri Meydan Vakfı kurucularından Bogdan Yaremenko, İlmi Umer, Namık Kemal Bayar ve Ali Özenbaş son gelişmeleri değerlendirdiler. Konuşmalarda eğitim ve dil üzerinde duruldu.

    Bir kez daha söz alan Stanislav Shushkeviç ise “Rusya 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü için Kırım Tatar halkından özür dilemeli” dedi. Kırım Tatar Millî Hareketi veteranlarından Ayşe Seytmurat Kırım Tatar Halkının muhafazasının konuşulması gerektiğini belirterek “biz kendi derdimizle başbaşa kalmamalı, bağımsızlığını koruyan devletlere ve bütün sivil toplum kuruluşlarına başvurmalıyız. Halkımız geçmişte olduğu gibi bugün de yok edilmeye çalışılıyor” dedi. Polonya’daki Kırım Tatar Halkının temsilcisi Jedvika Benediktos her türlü yardıma hazır olduklarını ifade etti. Azerbaycan’dan Mahir Hamzayev ise “Kırım Tatar Halkının galip geleceğine inancımız tamdır. Bizim ortak mücadele tecrübemiz var. Bu mücadelemiz de ortak olmalı” şeklinde konuştu.

         

    Kırım Tatar Halkının Haklarını Koruma Komitesi Koordinatörü ve Kırım Tatar Millî Meclisi üyesi Eskender Bariyev konuşmasına soykırım, sürgün sonrası Kırım Tatarları’nın topraklarına döndüklerini; bütün medenî kurumların yeniden kurulduğunu ama şimdi herşeyin durduğunu ve halkın yok edilmeye çalışıldığını, Kırım’a bu topraklarla ilgisi olmayan insanların doldurulduğunu ifade ederek başladı. Bu hem askerî bir suçtur hem de tüm antlaşmaların ihlalidir dedikten sonra Kırım Tatar Halkının temsilcilerinin Avrupa devletlerinin parlamentolarında gözlemci olarak bulunmasının çok faydalı olacağını belirtti.  

    Konferansta söz alan son konuşmacı Abmecit Süleymanov da şunları söyledi: “Konferansımız uluslararasıdır. Bu sebeple buradaki temsilcilere önemli görevler düşüyor. Umarım ki bu konferans olumlu sonuçlanır. Ben Ukrayna’nın söylediği gibi sürgünün soykırım olarak dile getirilmesi, KTMM’nin muhafaza edilmesi, Kırım’da Ukrayna’nın toprak bütünlüğü içerisinde Kırım Tatar Özerk Cumhuriyeti’nin kurulması, Kırım Tatarcası’nın Kırım yarımadasında ana dil olması ve Kırım Tatar Halkının Kırım’ın köklü halkı olarak belirtilmesi hususlarının alımasını talep ediyorum.”

        

    Konferans sonrasında delegeler Vilnius TV Kulesi’nde Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevičius’un verdiği davete katıldılar. Bu televizyon Kulesi Litvanya halkı için büyük önem taşıyor. Sovyet kontrolündeki Litvanya’da yapılan genel seçimlerin ardından, 11 Mart 1990’da bağımsızlık genelgesi yayımlandı, böylece Litvanya Sovyet hakimiyetinden kurtulan ilk cumhuriyet oldu. Sovyetler Birliği, bu girişimi; ülkeye ekonomik ambargo uygulayarak bastırmaya çalıştı. 13 Ocak 1991’de ise Vilnius TV Kulesi’ne saldıran Sovyet güçleri, 14 Litvanyalı sivilin ölmesine neden oldu. Ölenlerden biri de 20 yaşında bir Kırım Tatar kızıydı.

         

    Litvanya Dışişleri Bakanı işte bu özel mekanda DQTK katılımcılarına bir akşam yemeği verdi. Biz de kendilerine teşekkür etmek için yemeğe ev sahipliği Litvanya Dışişleri Bakan Yardımcısı’na Sayın Refat Çubar ile birlikte bir Kırım Tatar Kalpağı ile Tarak Tamgalı Kravat hediye ettik. Son derece sıcak ve samimi bir ortam yaratan bu kuleden Vilnius kuşbakışı başka güzel doğrusu. Restoranda yemek dönen bir platform üzerinde yeniliyor. Hem yemeğinizi yiyor hem de Vilnius’u seyredebiliyorsunuz. Yoğun geçen bir çalışma günü sonrası Vilnius TV Kulesi’ndeki organizasyon DQTK katılımcıları için hoş bir sürpriz oldu. 

     
    Pin It