•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • DQTK’nin 5.Toplantısı 29-31 Temmuz 2016 tarihlerinde Eskişehir Kırım Derneği’nin evsahipliğinde yapıldı.

        

     

    Toplantının açılışında Kırım Tatar halkının Millî Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile birlikte DQTK Yönetim Kurulu’nun Ukrayna, Kırım, Romanya, Litvanya, Polonya ve Türkiye’den gelen Üyeleri, Ukrayna Büyükelçiliği Yetkilileri, Kırım Dernekleri’nin yöneticileri, siyasi parti temsilcileri, Eskişehir İlçe Belediye Başkanları ve davetliler hazır bulundu.

    Türkiye’de son zamanlarda yaşanan olaylarda hayatını kaybeden şehitler ve Kırım Tatar şehitler için saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı ve Kırım Tatar Millî Marşı Ant Etkenmen okundu. Daha sonra Kırım Tatarları’nın toplantılarında adet olduğu üzere dua edildi.

    Gönderilen telgrafların okunmasının ardından Eskişehir Kırım Derneği Başkanı Evren Olcay açılış konuşmasını yaptı. Evren konuşmasında DQTK tarihinden bahsederek, Kongrenin Kırım’da evinin önünden kaçırılan yönetim kurulu üyesi Ervin İbragimov’un bulunması ve yeniden biraraya gelme dileklerini ifade etti.

    Toplantıya konuk olarak katılan Eskişehir Odunpazarı Belediye Başkan Vekili Dilaver Atay, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, CHP Eskişehir Milletvekili Gaye Usluer, AK Parti Eskişehir Milletvekili Harun Karacan ve Eskişehir Vali Vekili Ömer Faruk Güney birer konuşma yaparak toplantının hayırlı olması dileklerini ilettiler.

    Daha sonra bir konuşma yapan Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu DQTK’nin bir önceki toplantısından itibaren yaşanan olayları değerlendirirken hem iyi hem de kötü olaylar yaşandığını ifade etti. Ayrıca DQTK Başkanı Refat Çubarov’un sağlık nedeniyle toplantıya katılamadığını ancak gelecek toplantıda aralarında olacağını belirttikten sonra şunları söyledi: “Vatanımız işgal altında. Hiç iyi şeyler yaşanmıyor. Geçen üç ay içerisinde yaşadığımız en kötü olay arkadaşımız Ervin İbragimov’un kaybolmasıoldu. Gelecek toplantıda birlikte olmayı ümit ediyoruz. Ancak gerçekçi olmak zorundayız. Ne yazık ki bugüne kadar kayıp olan 22 kişiden hiç birine sağ olarak ulaşamadık. Bazılarının cesedi bulundu, geri kalanlar ise hala kayıp. Büyük ihtimalle öldürüldüler. Görüyorsunuz ki karşımızda böyle vahşi, işgalci bir devlet var. Bunu bilmemiz lazım. Bazı kimseler, Rusya’ya "kardeş ülke, iyi münasebetler kuralım” diyorlar ama bunu akıllarından geçirmesinler. Bu ülke kardeşiniz olan Kırım Tatar Halkı’nı ayak altına almak isteyen bir ülkedir. Bunu hiçbir zaman unutmayın. Tabii ki ticareî ilişkiler kurulabilir  ama nasıl bir ülke olduğunu hiçbir zaman unutmayın. Sizlerden böyle bir ricam var.”

    Kırımoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: “Vilnius’ta ki toplantının ertesi günü, İstanbul’da İslam Ülkeleri Zirvesi yapıldı. Sağolsun Türkiye bizi de davet etti. Tabii bizim orada konuşma hakkımız yoktu, gözlemci olarak iştirak ettik. Ama burada şunu kaydetmek istiyorum: İşgalden sonra bildiğiniz gibi 27 Mart 2014 tarihinde BM Genel Kurulu’nda işgal konusunda bir karar kabul edilmişti. Bu karara göre, işgalin sona ermesi, Ukrayna devletinin toprak bütünlüğü ve güvenliğinin garanti altında alınması, işgalciler Kırım’dan gitmesi gerekiyordu. Bu karar oylanırken Birleşmiş Milletler teşkilatında 193 ülkeden 100 ülke bizi destekledi, işgalcilere karşı oy verdi. 93 ülkeden çoğu çekimser kaldı ve 10 ülke işgalcileri destekledi. Bu ülkeler arasında Ermenistan, Kuzey Kore, Venezüella, Zanzibar gibi ufak tefek ülkeler yer aldı. Benim dikkatimi çeken en önemli nokta şudur: İslam İşbirliği Teşkilatına üye 55 ülkeden 22’si bu karara oy vererek bizi destekledi. Kalan ülkeler çekimser kaldılar. Başta Beşar Esad’ın Suriye’si ve Sudan olmak üzere 2 ülke, diktatör ülkeler işgalcileri destekledi. Aslında İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesine gelmemizin esas amacı, bu meselede bizim din kardeşlerimizin neden çekimser kaldığını öğrenmekti. Rusya’yı destekleyen diktatörleri anladım, çünkü onlar Moskova’nın elinden besleniyorlar, ama diğerleri neden çekimser kalıyor? İşgal altındaki insanlarımızı kaçırıp öldüren ülkeye çekimser kalmak!... Bu meseleyi anlamadım. Eğer dünyada İslam dayanışması varsa, o nerede? Biz bu kadar zor durumdayken Hristiyan ülkeler, örneğin Angela Merkel Putin’e "suçlusun  sen, defol Kırım’dan" diyor ama bizim kardeşlerimiz çekimser kalıyor. Şunu söylemek istiyorum ki bu konuda yapılacak çok iş var. Biz 18 Mart’ta New York’ta Güvenlik Konseyi’nde yapılan toplantıdan sonra Samantha Power ile uzun uzun konuştuk. O da bu konuda kendi rahatsızlıklarını dile getirdi. Samantha Power Kasım ayında BM Genel Kurulu’nun yeni toplantısının yapılacağını, orada Kırım ile ilgili bir kararın daha kabul edilme ihtimali olduğunu söyledi. Ama bizim endişemiz var: Batı ülkelerinden eminiz ama İslam ülkeleri ve bağlı olmayan ülkeler nasıl oy verecekler? Eğer Kasım ayında yapılacak BM Genel Kurulu toplantısında ilgili karar 100 ülkenin oyundan az oy alacak olursa, bu bizim için büyük kayıp olacak. Yani orada alınacak kararın işgalcilere karşı daha keskin olması ve bizi destekleyen ülkelerin daha çok olması lazım. Bu konuda belirli çalışmalarımızı devam ettirmemiz gerekli olacak.

    Ama bu arada umut verici, sevinç verici olaylar da yaşanıyor. Biliyorsunuz 15 Mayıs’ta Stockholm’da bizim parlak yıldızımız Camala’mız Eurovision şarkı yarışmasında birinciliği kazandı. Tabii ki Stockholm’da yapılan sanat yarışmasıydı fakat bunun siyasi anlamı çok büyük. Bütün dünya yarışmayı seyrediyordu ve orada esas tartışma Rusya ve Kırım Tatarları arasındaydı: kim kazanacak? İşgalci mi yoksa Kırım Tatarları mı? Allah’a çok şükür ki biz kazandık. Burada ABD’nin Kiev Büyükelçisi’nin sözlerini aktarmalıyım. “Biz diplomatların 2,5 yıl içerisinde beceremediğimiz şeyleri Camala hanım 3 dakika içerisinde başardı” dedi. Yani Kırım Tatar sürgününü, soykırımını ve şimdiki durumumuzu Camala yani Susana Camaladinova bütün dünyaya duyurdu. İşte bu, en büyük başarılarımızdan birisi oldu.

    Bizimle ilgili çok önemli olaylardan birisi de Varşova’da yapılan NATO zirvesi. Biz de oraya katılmıştık. Toplantıda esas olarak Cumhurbaşkanları ve Dışişleri Bakanları konuşma yaptı, Refat Çubarov ile birlikte biz uzmanlar konferansına iştirak ettik. Ama bizim toplantımıza cumhurbaşkanları da gelip konuşma yaptılar, görüşlerini bildirdiler, sorulan soruları yanıtladılar. Burada ümit verici nokta şu ki konuşan insanların, konuşan cumhurbaşkanlarının büyük çoğunluğu Kırım konusunda kesinlikle Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini kaydetti, işgal bitinceye kadar hiçbir yaptırımın kaldırılmaması ile ilgili konuşmalar yaptı.

    Üzüntülü olayların Kırım Tatarları için hayırlı tarafı şu ki, Cumhurbaşkanımız Petro Poroşenko, Ukrayna Parlamentosu’nda yaptığı konuşmada, “İşgal bittikten sonra Kırım’da hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Bundan sonra orada Kırım Tatar Özerk Cumhuriyeti olacak. Bunun için Anayasa Komisyonu’na Kırım Tatar Halkı’nın liderleri de katılacak ve gerekli değişiklikler yapılacak” diye kaydetti. İnşallah öyle olacaktır. 26 Haziran tarihinde kaydedilen Kırım Tatar Bayrak Günü’nde, Cumhurbaşkanı Twitter sayfasında bizim bayrak günümüz verilesiyle tebrik mesajının yanı sıra “Ukrayna tek ülke ama iki bayrak” açıklaması yaptı. Yani Ukrayna devleti Kırım Tatar bayrağını, Kırım Tatar milletini bu toplumda ikinci bir bayrak olarak kabul etti. İnşallah geleceğimiz hayırlı olacaktır. İnşallah biz Kırım’ı bu işgalden kurtaracağız ama ne kadar hızlı kurtulacağımız bizim yapacaklarımıza bağlı.

    Türkiye’deki Kırım Tatar diasporası çok büyüktür. İşgale karşı, işgalcilere karşı Türkiye’nin siyasetinin nasıl olacağı büyük derecede bizim diasporamızın davranışlarına bağlı. Buradaki diasporamız ne kadar aktif olursa, o kadar çabuk özgürlüğümüze, vatanımıza kavuşuruz.

    İnşallah önümüzdeki iki gün içerisinde gerçekleştireceğimiz DQTK Yönetim Kurulu toplantısı başarılı olacaktır ve davamıza önemli katkıda bulunacaktır. Sağolunuz.”

     

    Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun konuşmasının ardından katılımcılar Vilayet Meydanı’na giderek Atatürk Heykeli’ne çelenk koyarak saygı duruşunda bulundular. Ardından Yönetim Kurulu Üyeleri Vali Azmi Çelik ve Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’i ziyaret ettiler. Öğle yemeği sonrasında ise  Odunpazarı Belediyesi ve Eskişehir Kırım Derneği katkılarıyla oluşturulan “Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu Kırım Tatar Müzesi” açılışı yapıldı. Saat 16.00’da ise Anadolu Üniversitesi ev sahipliğinde Yunus Emre Kampüsü’nde gerçekleştirilen törenle Kırımoğlu’na “Fahri Doktora Unvanı” verildi.

     

    Akşam yemeğinde konuklara en büyük sürprizi odun pazarı Belediye başkanı kazım Kurt yaptı. Kırım Tatar Halkı’nın Millî Lideri’ne balmumu heykelini hediye etti. Bu ilginç hediye konuklar ve özellikle Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu tarafından büyük ilgi topladı.

     Fotoğraflar : Oya Deniz Çongar ve QHA

     

    Pin It