•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Ukrayna’nın Ankara Büyükelçiliği 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgünü ve Soykırımı’nı 21 Mayıs 2025 tarihinde düzenlediği özel bir programla andı. 

    M

    Anma programı Ukrayna, Türkiye ve Kırım Tatar millî marşlarının okunmasıyla başladı.

     “KIRIM TATARLARININ ACISI TÜM UKRAYNALILARIN ACISIDIR”

    Millî marşların okunmasından sonra Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Oleksiy Çernışev, anma programının açılış konuşmasını gerçekleştirdi. Çernışev sözlerine, “Bugün Türkiye'nin başkentinde, 81 yıl önce cani emperyal-komünist rejim tarafından gerçekleştirilen Kırım Tatar Sürgünü'nün kurbanlarının yasını tutmak için toplanan herkesi selamlıyorum. Kırım Tatarlarının acısı tüm Ukraynalıların acısıdır.” diyerek başladı.

    OC

    1944 Sürgünü ve Soykırımı’nın Ukrayna’da resmî olarak “soykırım” olarak tanındığını kaydeden Çernışev, “Giderek artan sayıda ülke 18 Mayıs 1944 trajedisini Kırım Tatar halkına karşı bir soykırım eylemi olarak tanımaktadır. Bu ülkeler arasında Letonya, Litvanya, Kanada, Polonya, Estonya ve Çekya yer almaktadır. Bunlar sadece siyasi kararlar değildir. Bunlar tarihî sorumluluğun gereğidir. Bunun için onlara minnettarız.” dedi.

    “Kırım Tatar halkının asil oğulları ve kızları şimdi Ukrayna'nın şanlı savunucuları arasındadır.” diyen Çernışev cümlelerini “Saldırganın, 1944'te Kırım Tatarlarının sürgünü, 2014'te Ukrayna topraklarının işgali ve 24 Şubat 2022'den bu yana devam eden geniş çaplı savaş da dâhil olmak üzere işlediği suçlardan sorumlu tutulacağından eminim. Ukrayna ve Kırım Tatar halklarının devredilemez hakları iade edilecektir.” ifadeleriyle sonlandırdı.

    OO

    Sonrasında Ömer Özel, vatanları uğruna can veren Kırım Tatar şehitleri için Kırım Tatarca dua okudu.

    Özel duasına "81 yıl evel, 18 Mayıs 1944 künü tañ vaqtında, qapuları-pencereleri qaqılıp, yuqularından tursatılıp, tüfek zorunen evlerinden çıqartılıp, ayvan ya da yük vagonlarında Oral Dağlarına, Sibiryağa ve Orta Asiyanıñ, Türkistannıñ türlü bucaqlarına sürülgen; ve bu pek qıyın ve acınıqlı Sürgünlik yollarında tarlıq, avasızlıq, açlıq, hastalıq sebebinden can bergen, süyekleri temiryol çetlerinde qaldırılğan-taşlanğan, şaqallarğa yem olıp ketken, mezarları belgisiz, köbüsi balaçıq, qart ve apaqay onbiñlernen Sürgün qurbanlarımıznıñ ruhlarına bağışladıq, qabul eyle Allam."  ifadeleri ile devam etti.

    Giris

    Özel duasını "2022 Şubat ayından başlap bugüngecek Rusiyeniñ  bombalavlarında Ukrainada can bergen bütün masumlarğa ve yurtlarını qorçalamaq içün Rusiyenen savaşa ekende cebelerde şeit olğan qaraman Qırımtatar askerlerimizge rahmet eyle; yaralanğan ğazilerimizge de tez ara tüzelüvler-savluqlar qısmet et Allam,

    Bugünde bugün Vatanımız Qırımda, Rusiye akimiyetiniñ basqısı ve zulumı astında yaşamağa mecbür etilgen yaki pek ağır şaraitte türmelerde-hapislerde oturğan qardaşlarımızğa da tez qurtulışlar nasip eyle, qorantalarını ve bizlerni quvandır Allam,

    Vatanımız Qırımnı ve Ukrainanı tez zamanda Rusiyeniñ işğalinden ve ücümlerinden qurtar, vatandaşlarımızğa ve yolbaşçılarımızğa yardım et, olarğa büyükten-büyük çıdamlar-sabırlar ber Allam,

    Milletimizni, dinimizni ve tilimizni saqlamağa bizlerge yardım et, küç-taqat ber Allam,

    Dualarımıznı qabul eyle Allam." ifadeleri ile tamamladı.

     “ZAFER UKRAYNA HALKININ OLACAK”

    KTMM Başkanı Refat Çubarov çevrim içi olarak katıldığı anma programında bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmasının başında Çubarov, Kırım Tatar tarihindeki hem cesur hem de trajik olayların, bugünkü davranışları ve eylemleri şekillendirdiğini vurguladı. Vatanlarından sürülmelerine rağmen Kırım Tatarlarının tarihsel direnişine dikkat çeken Çubarov, “Vatanımız on bir yıldır Rusya’nın işgali altında. Rus işgal yönetimi Stalin’in başaramadığı başarmak için Kırım Tatar halkının tamamen yok edilmesi için çalışıyor. Rus barbarların kazanmasına izin veremeyiz.” dedi.

    RC

    Çubarov, Kırım Tatar halkının soykırım kurbanlarının anısına gösterilecek asıl saygının, Rus işgalcilerin Kırım’dan kovulması ve Kırım’ın mevcut özerkliğinin Kırım Tatar millî bölgesel özerkliğine dönüştürülmesiyle gerçekleşeceğini söyledi.

    Çubarov cümlelerini, “Allah aralarında binlerce Kırım Tatarının da bulunduğu ve Rus düşmanına karşı cesurca mücadele eden Ukrayna askerlerini korusun. Zaferin Ukrayna ve Ukrayna halkının olacağına şüphe yok.” diyerek sonlandırdı.

     “TÜRKİYE UKRAYNA’NIN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLEMEYE DEVAM EDECEK”

    Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Ordu Milletvekili ve Türkiye-Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanvekili İbrahim Ufuk Kaynak konuşmasında, Türkiye’nin Kırım Tatarlarının haklarını uluslararası platformlarda savunmaya devam edeceğini vurguladı. Kaynak, 250 bin Kırım Tatarının 18 Mayıs 1944 gecesi insanlık dışı koşullarda hayvan ve yük vagonlarına bindirilerek vatanlarından sürgün edildiğini ifade etti ve bu büyük trajedinin insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından biri olduğunu vurguladı.

    UK

    Türkiye-Ukrayna Parlamentolar Arası Dostluk Grubu çerçevesinde yürütülen iş birliğinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Kaynak, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy’ın Kırım’ın yerli halkı olan Kırım Tatar Türklerinin haklarını savunmaya yönelik tutumunun da takdire şayan olduğunu söyledi.

    Kaynak ayrıca, uzun yıllar Rusya’da tutuklu kalan ve yakın zamanda esaretten kurtulduktan sonra Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi olarak atanan Kırım Tatarı Nariman Celal’in görevine başlamasını memnuniyetle karşıladıklarını ifade etti ve sözlerine şu şekilde devam etti:

    Türkiye, Kırım'ın Ukrayna'nın toprak bütünlüğünün ayrılmaz bir parçası olduğunu 2014 yılından beri her platformda ısrarla dile getirmiştir. Öte yandan ülkemiz savaşın başından beri Ukrayna’nın egemenliğine ve bağımsızlığına güçlü destek vermiştir. Bu kapsamda gücünü Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’ndan alan bu ilkeli tutumumuzdan vazgeçmeyeceğimizi vurgulamak isterim.

    Adalet ve Kalkınma Partisi Türk Devletleri ile İlişkiler Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Cemile Kınacı Baran, AK Parti Ankara Milletvekili ve Türk Devletleri ile İlişkiler Başkanı Prof. Dr. Kürşad Zorlu’nun Macaristan’da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmî Zirvesi’ne katılması nedeniyle katılamadığını bildirdi. Zorlu’nun selamlarını ileten Kınacı Baran, Kırım Tatarlarının 18 Mayıs 1944’te yaşadığı büyük trajediyi hatırlatarak önemli mesajlar verdi.

    CBK

    Kınacı Baran, 81 yıl önce 250 binden fazla Kırım Tatarının anavatanları Kırım’dan bir gecede, savunma hakları tanınmaksızın vagonlara doldurularak Türkistan'a sürgün edildiğini hatırlattı ve “Ancak bu sürgün sadece bir halkın değil, tüm insanlığın vicdanında kapanmayan bir yaradır. Kırım Tatarları bu acının mirasçılarıdır ama aynı zamanda inancın, sabrın ve direnişin de sembolüdür.” ifadelerini kullandı.

    Konuşmasında 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgal edilmesini de altını çizen Kınacı Baran, bunun uluslararası hukuka açıkça aykırı olduğunu söyledi. Türkiye’nin bu süreçte sergilediği kararlı tutumu hatırlatan Kınacı Baran, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kırım Tatarlarının kendi topraklarında özgür, güvenli ve onurlu bir şekilde yaşamasının, bölgesel istikrarın ve uluslararası barışın temel unsurlarından biri olduğunu her platformda vurguladığını belirtti.

    Kınacı Baran, 2024 yılında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırım Platformu Liderler Zirvesi'ne gönderdiği mesajda Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan desteği bir kez daha teyit ettiğini hatırlattı. Aynı şekilde 2025 yılında da Cumhurbaşkanı'nın sosyal medya paylaşımıyla Kırım Tatarlarına olan desteğini yinelediğini belirtti.

    Kınacı Baran cümlelerini, “Kırım Tatar halkının yaşadığı sürgünü hatırlamak, sadece geçmişi anmak değil; geleceğe karşı sorumluluk almaktır. Unutmadık, unutturmayacağız. Adaletin ve özgürlüğün sesi, bir gün mutlaka Kırım’ın her köşesinde yeniden yükselecektir.” ifadeleriyle sonlandırdı.

     “TÜRKİYE SOYDAŞLARININ YANINDADIR”

    Daha öncesinde belirlenmiş yurt dışı programı nedeniyle anma programına katılamayan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, bu özel güne dair yazılı bir mesaj iletti. Topçu sözlerine, “Kırım Tatarı soydaşlarımızın 18 Mayıs 1944'te Sovyet diktatörlüğü emriyle, Kadim vatanları Kırım'dan sürgüne gönderilmelerinin 81. yıl dönümünü acı, hüzün ve teessürle hatırlıyor, sürgün şehitlerini saygı ve rahmetle, emri vereni ve uygulayanları da nefretle ve lanetle anıyoruz.” diyerek başladı.

    81 yıl önce yüz binlerce Kırım Tatarının zorla çeşitli ülkelerdeki çalışma kamplarına sürüldüğünü söyleyen Topçu, Kırım Tatarlarının maruz kaldıkları gayri insani koşullardan dolayı hayatlarını kaybettiklerini ifade etti ve şöyle konuştu:

    Bu insanlık suçu üzerinden 81 yıl geçmesine rağmen Kırım Tatar halkının gasp edilen hakları iade edilmemiş, acıları halen dinmemiştir. Ukrayna toprağı özerk Kırım'ın 2014 yılında dünyanın gözü önünde, yasalar çiğnenerek işgali ve hukuk dışı ilhakı bu yüzyılda yeni acıların yaşanıyor olmasına neden olmuştur. Türkiye; devleti ve milletiyle, geçmişte olduğu gibi bundan sonra da kimliklerinin korunması, güvenlik, refah ve esenliklerinin sağlanması için Kırım Tatarı soydaşlarının yanında olmaya, Ukrayna'nın Kırım dâhil toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunmaya devam edecektir.

    “KIRIM TATARLARI GERİ ADIM ATMAYACAK”

    Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Başkanı Mükremin Şahin konuşmasında, 1944 Sürgünü'nün sebeplerinin uydurma olduğunu vurguladı. Kırım Tatarlarının 18 Mayıs 1944’te hiçbir savunma hakkı tanınmadan, tüm bir halk olarak ana vatanlarından sürgün edildiğini hatırlatan Şahin, Sovyetler Birliği tarafından halkın Almanlarla iş birliği yaptığı gerekçesiyle suçlandığını ancak bunun gerçekle ilgisi olmadığını belirtti.

    MS

    Sürgün sonrası Kırım Tatarlarının Sibirya ve Türkistan’nın köylerine dağıtıldığını, uzun süre aile bireylerinin birbirlerine ulaşamadığını aktaran Şahin, 10 yıl süren dağınıklığın ardından yeniden toparlanma sürecine girildiğini söyledi. Şahin, bu süreçte güçlü bir millî hareketin inşa edildiğini belirtti ve “Sovyetler Birliği’nin ve bütün dünyanın gördüğü en şanlı, şerefli, itibarlı millî hareketi oluşturdu. Bütün dünyada nam kazanan bir millî hareketti bu. Ayrıca dünyanın en itibarlı insan hareketiydi.” dedi.

    Banner

    1980’li yıllardan itibaren vatana dönüş mücadelesinin hız kazandığını ifade eden Şahin, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Kırım Tatarlarının çok kısa sürede yeniden örgütlenmeyi başardığını belirtti. 1991 yılında toplanan ilk kurultay ile birlikte halkın kendi meclisini ve millî kurumlarını kurduğunu dile getiren Şahin, bu adımların tamamen demokratik bir şekilde gerçekleştiğini kaydetti.

    Ancak Şahin 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından yeniden işgal edildiğini hatırlattı ve Kırım Tatarlarının Ukrayna ile birlikte hareket etme kararının bilinçli bir tercih olduğunu ifade etti. Şahin cümlelerine, “Biz Ukrayna'yla Rusya arasında tercihimizi kullanmıyoruz. Biz diktatörlükle, bizi yok etmek isteyen diktatör rejimle demokrasi ve insan hakları arasında bir tercih yapıyoruz.” şeklinde ekleme yaptı.

    Geleceğin Ukrayna halkıyla birlikte kurulacağına vurgu yapan Şahin, şu şekilde konuştu:

    Mücadelemizin uzun bir süreç olduğunu biliyoruz. Bu uzun soluklu mücadeleyi, geçmişimizden, tarihimizden ve özellikle yakın tarihimizden aldığımız ilke ve prensipler doğrultusunda güçlenmeye devam edecek. Geri adım atmak bizim için asla söz konusu değildir. Rusya ile bir anlaşmaya varmak söz konusu değildir. Çünkü biz, bugün Rusya ile birlikte yaşamanın Kırım Tatar halkı için yok olmak anlamına geldiğini açıkça biliyoruz. Çünkü biz bunları zaten 240 yıldan beri yaşıyoruz.

    “VATAN, MİLLET, KIRIM!”

    Kırım Tatar Teşkilatları Platformu ve Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit konuşmasına bu tarihî olayın yalnızca bir sürgün değil, bir milletin topyekûn yok edilme girişimi olduğunu vurgulayarak başladı ve "Bu bir sürgün değil, bu bir katliamdır, bu bir vahşettir." dedi.

    US2

    1991 yılında Kırım’a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Kırım Tatarlarından duyduklarını anlatan Şilit, sürgünün gerçekleştiği gece hayvanların da ağladığını söyledi. Bugün dünyanın 26 ülkesinde faaliyet gösteren 44 Kırım Tatar teşkilatının bulunduğunu ve yaklaşık 7 milyon Kırım Tatarının Türkiye’de yaşadığını hatırlatan Şilit, “Biz bu katliamı unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.” dedi.

    Şilit ayrıca, Ekim ayında Kıyiv'e yaptığı ziyarette savaşın izlerini bizzat gördüğünü, Rusya’nın saldırılarında çocukların dahi hedef alındığını söyledi ve “(Ruslar) Bu dünyada, 22. asırda milletin gözüne baka baka Kıyiv’deki çocuk parkına bomba atacak kadar şerefsiz ve haysiyetsiz bir millettir.” ifadelerini kullandı.

    Şilit cümlelerini, “Hak varsa, adalet varsa, dost ülkemiz Ukrayna'yla birlikte, Ukrayna'nın bağımsız, Kırım'ın bağımsız şekilde Ukrayna'yla birlikte, ayağa kalkacağına, kazanacağına yürekten inanıyorum. Vatan, Millet, Kırım!” diyerek sonlandırdı.

    KA

    Anma programının konuşmalarından sonra Kırım Ailesi üyeleri, sürgünün acılarını anlatan Kırım Tatarca ve Ukraince şiirler seslendirdi.

    Kaynak: QHA

    Pin It