Derneğimizde 9 Ekim 2024 tarihinde "Daima bekleyeceğim, balam!" başlıklı fotoğraf sergisi ve konferans düzenlendi.
Kırım'ın hukuksuz işgali sonrasında hayali suçlamalarla cezaevlerine atılan Kırım Tatarlarının annelerinin de yer aldığı fotoğraflarıyla oluşturulan sergi büyük ilgi topladı. İYİ Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Kürşat Zorlu, Gölbaşı Belediye Başkanı Yakup Odabaşı, Ukrayna İnsan Hakları Yetkilisi Kırım Özerk Cumhuriyeti ve Akyar Temsilcisi Elvin Kadırov, Sürgündeki Çeçen İçkerya Cumhuriyeti Türkiye ve Ortadoğu Ülkeleri Temsilcisi Abdulhakim Şaptukayev, Kurt-Ar Uluslararası İnsani Yardım Derneği Başkanı Çağrı Koçyiğit ile gönüllülerinin de aralarında bulunduğu konukların yoğun katılımıyla gerçekleşen etkinlikte kendisi de hayali suçlamalarla 3 yıl cezaevinde kalan, 4 çocuk babası, gazeteci, Kırım Tatar Millî Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celâl de hazır bulundu.
Serginin açılışı Genel Başkanımız Mükremin Şahin’in ve ardından Ukrayna Büyükelçiliği Elçi Müsteşarı Dennis Zolotaryov'un konuşmalarıyla yapıldı.
Şahin, “Halkımızın vaziyeti ortada. Kırım Tatar halkı çok ağır günlerden geçiyor. Bu ilk değil, yeni değil, yıllardır devam eden bir mücadele var. Allah kısmet ederse biz geleceğimizden umutluyuz. Umudumuzu hiçbir zaman kaybetmeyeceğiz. Kırım’daki kardeşlerimizle her zaman dayanışma içerisindeyiz.” dedi.
Zolotaryov, Ukrayna devletinin ana görevinin insan haklarını korumak olduğunu vurgulayarak “Bu zor şartlar altında hem Ukrayna halkı hem de Kırım Tatar halkı kendi geleceği için mücadele etmektedir. Bu yolda büyük sorunlarla karşılaşıyoruz. Bugün sergilenen bu fotoğraflarda ne yazık ki, işgal altındaki Kırım’da ve diğer topraklarda yaşanan gerçekleri görüyoruz. Bu mücadelemiz er ya da geç zaferle sonuçlanacaktır. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodımır Zelenskıy ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın girişimleriyle Nariman Celâl bugün aramızda. Aynı zamanda bugünlerde Kıyiv’de destek ziyaretinde bulunan Kırım Tatar diasporasını kutluyoruz.” ifadelerini kullandı.
Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar Şahin sunumunda yapılan konferansın açılış konuşmalarını Genel Başkanımız Mükremin Şahin, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçiliği adına Büyükelçilik Müsteşarı Dennis Zolotaryov ve Ukrayna ZMINA İnsan Hakları Merkezi Proje Yöneticisi Victoria Nesterenko yaptı.
Şahin konuşmasında “Kıymetli dostlar bugün aramızda çok kıymetli misafirler var. 23 yıllık Ukrayna sürecimizde tam kendimizi toparladık, millî ve dini kurumlarımızı ayağa kaldırdık derken yeniden bir işgalle karşı karşıya kaldık. Bu işgali asla kabul etmedik. Rusya ile yaşamak ölüm demektir. Biz Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü destekliyoruz ve Kırım’ın statüsü ve Kırım Tatar halkının anayasal haklarını Ukrayna devletinden talep ediyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Zolotaryov ise “Ukrayna Büyükelçisi Sayın Vasıl Bodnar adına hepinizi selamlıyorum. Adalet, demokrasi ve insan hakları için beraber mücadele veriyoruz. Bu temellerde Ukrayna ve Kırım Tatar halkının parlak geleceğini inşa ederiz.” dedi.
Kırım’ın 10 yıldır işgal altında olduğunu ve Kırım’da yapılan bütün insan hakları ihlallerini takip ettiklerini dile getiren Nesterenko, “Bu süreç içerisinde Kırım Tatar siyasî tutsakların eşleri ve anneleri ile yakın temas halindeyiz. Biz bu kadınların sesi olmak istiyoruz ve bu sesin sadece Ukrayna’da değil tüm uluslararası alanda duyulmasını istiyoruz.” şeklinde konuştu.
Kırım Tatar halkının geçmişte ve bugün Rusya devletinin her türlü zulmüne maruz kaldığını ifade ederek konuşmasına başlayan Prof. Dr. Hakan Kırımlı, Kırım Tatar Millî Hareketinin asla şiddete başvurmadığını ama kendisinin zulmün en şiddetlisini yaşadığını da dile getirdi.
Kırım Tatarlarının, 1783 senesinde Kırım’ın Rusya İmparatorluğu’nun işgaline girdiğinden beri bin bir türlü zulümü yaşadığını belirten Kırımlı, “Sayamayacağımız kadar insanımız şehit edildi. Rus hapishanelerinde cefalar çekti. Yine kapkara bir yılda 2014 yılında güzel vatanımız yine aynı karanlık rejimin işgaline uğradıktan sonra aynı trajik kara film bizler için tekrar başladı.” dedi.
Kırım Tatar millî hareketinin 1917 yılında en baştan çok açık prensiplerle yola çıktığına dikkat çeken Prof. Dr. Kırımlı, “Tam demokratik olmak, kendisine yapılmasını istemediğini başkasına yapmamak hatta düşünmemek, kimseye zulmetmemek ama kendisine de zulmettirmemek, hiçbir şekilde vicdan dışı hareketlere, şiddete bulaşmamak. Bu Gaspıralı zamanında uygulandı. Kırım Tatar illi hareketi sonuna kadar bu fikri, vicdani mirasın sahipçisi oldu.” diyerek sözlerine devam etti.
Kırımlı konuşmasında “Masum insanlarımızı vicdansızca, alçakça, hapislere mahkum eden, aslında bütün milletimizi o güzel vatanımızda hapis halinde tutan bir cani Putin rejimden bahsediyoruz. Milyonlarca masum insanın katili olan bu rejim, eğer birisine mahkumiyet veriyorsa bu aslında en büyük şereftir. Sadece Kırım Tatarları değil, bu lanetli rejimin istibdadı altında yaşamış olan halkların hepsi muazzam kurbanlar verdiler. Ama bugün mevzumuz Kırım Tatarları. Çarlık, Sovyet ve Putin rejimleri altındaki bu kurbanları bu hapishanelerde yıllarını geçiren kahramanlarıyla ölmedi, yok olmadı. Elbetteki yok olmayacak. Nariman Celâl’in orada geçirdiği bir dakikayı hiçbirimiz geçirmek istemezdik. Hiçbirininkini de geçirmek istemezdik. Bilelim ki, bu insanlar bu milletin geleceğininde kurucularıdır. Bu kahramanlarımızla sonuna kadar gurur duyuyoruz.” ifadelerine yer verdi.
Son konuşmacı Kırım Tatar Millî Meclisi Başkan Yardımcısı Nariman Celâl ise kendi yaşadıklarını anlattı. Son derece etkili bir anlatımla Rus cezaevlerindeki durumu dile getiren Celâl'in konuşması sırasında salonda duygulu anlar yaşandı, konuklar göz yaşlarına hakim olamadılar.
KTMM Başkan Yardımcısı Nariman Celâl, “Değerli dostlar sizinle birlikte olmaktan gerçekten mutluyum. Ne kadar Rusya propagandası büyük güçle bize karşı çalışsa da emin olun ki, halkımız doğru yolda.” dedi.
Bugünlerde Türkiye’deki yetkililer ile görüştüğünü söyleyen Celâl, görüşmeler esnasında ne için işgale karşı çıktınız sorusunu şu şekilde cevapladığını aktardı:
Eğer birisi benim ana vatanıma benim rızam olmadan gelirse ve nasıl yaşayacağıma karışırsa elbette karşı çıkarım.
Celâl, “Bizim halkımızın temsilcileri, haksızlığa karşı çıktı. Ruslar istiyorlar ki, biz bunu kabul edelim. Nasıl kabul edelim? Onların yaptıklarının bizim ne millî ne de dini adetlerimizde yeri var. İnsan, Kırım Tatarı ve Müslüman olarak bu haksızlığa kör olamam. Biz KTMM olarak karşı çıktık ve ondan sonra bu baskılar başladı.” ifadelerini kullandı.
Ruslar tarafından alıkonan siyasî tutsakların çoğunun Kırım Tatarı olduğunu belirten Celâl ayrıca Kırım Tatarlarının Ruslar tarafından para cezası ve başka türlü cezalara çarptırıldığını kaydetti.
Celâl, hapishanede birçok Türk yurdundan insanın Rus esaretinde olduğunu “Ben hapishanede Özbekler, Tacikler, Kazaklar, Kırım Tatarları, Başkurtlar ne kadar Türk kardeşimiz varsa hepsinin suçsuz yere yattığını gördüm.” ifadeleriyle açıkladı.
Celâl, Kırım Tatar siyasî mahkumların, bu işgale sessiz kalmadıklarını ve yardıma ihtiyacı olanlara yardım ettikleri, kiminin de Rus propagandasına karşı mücadele etmek için Kırım’da yaşananları aktardığı için mahkum edildiğini kaydetti. Ayrıca Celâl “Hapishanelerde de zulüm bitmiyor. İşgalciler, namaz kılmaya, Kur'an okumaya imkân vermiyorlar. Rusya marşını okumaya zorluyorlar.” dedi.
Kaynak: QHA