Millî kahramanımız Noman Çelebi Cihan’ın Bolşevikler tarafından şehit edilişinin 106’ncı sene-i devriyesi münasebetiyle; “23 Şubat Çelebi Cihan’ı ve Kırım Tatar Şehitlerini Anma Günü” programı 23 Şubat 2024 Cuma akşamı Genel Merkez binamızda gerçekleştirildi.
Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisindeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde gerçekleşen programın açılışı Noman Çelebi Cihan’ın Kırım Tatar Milli Marşı da olan “Ant Etkenmen” şiirinin Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar tarafından okunmasıyla başladı.
Günün anlam ve önemine dair konuşma Prof. Dr. Hakan Kırımlı tarafından yapıldı. Konuşmasına 23 Şubat tarihinin önemine değinerek başlayan Prof. Dr. Hakan Kırımlı, 23 Şubat 1944’de Çeçen İnguşların Sovyet Rusyası tarafından top yekün sürgüne gönderildiğini, 23 Şubat 2014 tarihinde güzel vatanımız Kırım’ın, Putin katilinin, aşağısının askerleri tarafından işgale başlandığını, 23 Şubat 2022’de Ukrayna’nın kalan yerlerinin yine bu katil ordunun işgaline maruz kaldığını ifade etti.
Kırımlı konuşmasının devamında: “23 Şubat için tarihe baksak, daha nasıl kötü olaylar olmuş, düşünmek dahi istemiyorum dedi. Tek bu saydığım sebepler bile 23 Şubat’ın aklımızdan çıkarmamamız gereken bir tarih olduğunu gösteriyor. Çelebi Cihan kendini, hayatını milleti için verdi. Onu normal bir milliyetçi, normal bir vatansever, normal bir şehit olarak görürsek onun asıl manasını doğru olarak anlayamayız. Bir insanın verebileceği en büyük şey olan canını milleti için verdi. O ve arkadaşları bize çok büyük bir miras bıraktı. Yok edildi diye düşünülen Kırım Tatar halkının hiç de öyle olmadığını, küllerinden bir kez daha ayağa kalktığını 1917-18 yılında gösterdiler. Bundan sonraki devirlerde, başından sürgünler geçen, işgaller geçen, katliamlar geçen Kırım Tatar halkına Çelebi Cihan her zaman umut oldu. Bu halk tam da yok edildi, bir daha görünmeyecek, artık tarihe karıştı dendiği her zaman ayağa kalktığında Çelebi Cihan’ın bu mirasını, onun yaşadıklarını hatırladı. Çelebi Cihan ve arkadaşları sadece vatanları için ölmekle de kalmadılar. Tek onun için mücadele etmekle de kalmadılar. Dünya aleme gerçek demokratik milli bir parlamentonun ne olacağını, dünyada başka örneklerinin olmadığı bir zamanda, 1917 yılının Aralık ayında bütün dünyaya gösterdiler. Bunu çoğumuz unutuyoruz belki ama dünyada tam demokratik olan, bir görüşe göre ikinci diğer bir görüşe göre üçüncü parlamentodur. Dünyanın pek çok ülkesinde, ne Amerika, ne Rusya, ne İngiltere, ne Türkiye’de ne de başka bir yerde, böyle bir parlamento olmadığı zamanda, (kimi görüşlere göre birinci parlamento Finlandiya’nınki sayılıyor, ikinci Norveç’inki sayılıyor.) Yine bir şey gösterdiler ki, vatanını sevmek başkalarına zulüm etmek, başkalarından nefret etmek, onları yok etmeye yönelmek demek değildiri gösterdi Çelebi Cihan. Onun vatan sevgisi sadece kendi halkına, milletine değil de etrafında olan hatta etrafında olmayan insanlığaydı. Bütün halkı kucaklayacaklarını meşhur nutkunda açık açık söylemişti. Biz Kırım’da sadece Kırım Tatarının istiklâlini, hürriyetini, özgürlüğünü talep etmiyoruz, sadece onun için çalışmıyoruz. Kırım’da yaşayan bütün milletlerin, Rusların, Almanların, Yahudilerin, başka kimler varsa hepsinin de özgürlüğünü göz önünde bulunduruyoruz. Biz onlardan güzel bir buket yapmaya çaba sarf ediyoruz diye ortaya çıkmıştı. Bunda da samimiydi. Bu sadece lafta kalmamış hayata da geçirilmiş bir fikirdi. Demokratlık, hürriyetseverlik, başkalarının da haklarını tanımak, gerçekten de Noman Çelebi Cihan ve arkadaşlarının, ondan sonra gelen Kırım Tatar milli hareketine bıraktığı kıymetliden kıymetli, büyükten büyük miras olarak kaldı. Bundan sonraki Kırım Tatar milli hareketi de, sürgün gibi çok büyük bir belayı başından geçiren Kırım Tatar milli hareketi de, hiçbir zaman öz davasından, milleti için endişelenmekten vazgeçmese de bunu hiçbir zaman başka milletlere, değil hareketle sözle bile zarar vermemek şeklinde bugüne kadar getirdi. Kırım Tatar milli hareketinin bugüne kadar gelen tarihinde, yani Çelebi Cihan’dan bu yana 100 yıl, sürgünden bu yana 80 yıl oluyor bu yıl, Kırım Tatarlarının yaptığı bir tek terör hareketini, öldürdüğü bir adamı, yaraladığı bir adamı bulmanız mümkün değildir. Küfür edilen bir milleti bulmanız mümkün değildir. Hiçbir millete ne bir beyannamede, ne başka bir yerde küfür edildiğini görürsünüz. Bu gerçekten dünyaya örnek olacak bir şeydir. Bunu anlayanlar anlıyor zaten. Bu öz davanızdan, öz mücadelenizden vaz geçme, onu güçsüz bırakma manasına gelmiyor. Aksine, onda herkesten ziyade irade ile o dünyada bilinen Kırım tatar inadı ile ama insanlık vicdanı ile yürütülen bir dava olarak bugüne kadar geldi. İnşallah bundan sonra da gelecek.” ifadelerini kullandı.
Kırım Tatar halkının yok edilmeye çalışıldığını vurgulayan Kırımlı, şehit olan Hasan Sabri Ayvaz, Cafer Seydamet Kırımer, Yakup Kemal, Ahmet Özenbaşlı, Şefika Gaspıralı ve birçok Kırım Tatar aydınını sıralayarak, "Onlar da en az Çelebi Cihan kadar önemlidir. Hepsi de aynı katiller tarafından şehit edildi. Hepsi de başından tek bir kurşunla yok edildi. Bu isimleri hatırlamazsak haksızlık ederiz" dedi. Bu isimlerin herkese anlatılması gerektiğinin altını çizen Kırımlı, bütün şehitlere Allah'tan rahmet diledi.
Programın devamında, Kırım Tatar şairi Hamdi Giraybay'ın, Noman Çelebi Cihan'ın yazdığı “Ant Etkenmen”e ithaf ettiği ve Kırım Tatarı Rıza Yusuf'un seslendirdiği şiir katılımcılara dinletildi. Ardından programın sunuculuğunu üstlenen Oya Deniz Çongar, Sarı Tülpan (Lale) şiirini okudu. Şahin, sarı lalenin Numan Çelebi Cihan'ı sembolize ettiğini kaydetti.
Ardından Kırım Tatar Teşkilatları Platformu Koordinatör Başkanı ve Kırım Gelişim Vakfı Başkanı Ümit Şilit söz alarak, Noman Çelebi Cihan’ın da, Sovyet baskısı yüzünden kendini ateşe veren canlı meşale olarak adlandırılan Musa Mahmut'unda sıradan isimler olmadığına dikkat çekti. Kırım Tatar davasının dünyaya duyurulması gerektiğini ifade eden Şilit, 'Dilde, Fikirde, İşde Birlik' şiarını o zamanların zor koşullarında Türk dünyasına anlatan İsmail Bey Gaspıralı, 'Ant etkenmen söz bergenmen millet için ölmege' diye ant içen Çelebi Cihan ve kendini ateşe veren Musa Mahmut gibi bir ecdadımız var" dedi.
Şilit konuşmasında Kırım Tatar davasını tüm dünyaya duyurmak için 18 Mayıs Sürgün ve Soykırımı'nın yıl dönümünde 18 Mayıs 2024 tarihinde Eskişehir'de geniş çaplı bir etkinlik düzenleyeceklerini duyurdu. Soykırımın unutulmaması gerektiğini dile getiren Şilit, "Bu sene toplantımızı 10 bin kişi yapmamız, davamızı geniş kitlelere anlatmamız, haykırmamız lazım. Kırım Tatarlarının var oluşunu anlatmamız lazım. O gün Türkiye'de var olan Kırım Tatarlarının günü olacak, davamıza sahip çıkacağız. O günün anlamını yaşatalım" diyerek sözlerine son verdi.
Konuşmaların ardından, Kırım Vakfı Başkan Vekili Ömer Özel, Eğitimci Mehmet Alkan ve A.Ü. İlahiyat Fakültesi doktora öğrencisi Ali Muradasıl, Noman Çelebi Cihan ve Kırım Tatar şehitleri için Yasin-i Şerif okudu. Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra Ömer Özel aşağıda yer alan Kırım Tatarca duasını okudu.
“Ey!, yerni, kökni ve bular arasındakilerni yaratqan, dualarımıznı eşitken, er şeyni bütünley bilip közetken ulu Allam,
Bütün maqtavlar, er türlü dualar ve yalvaruvlarımız tek sañadır büyük Allam,
Yalıñız saña qulluq eter, saña boysunır, saña yalvarır ve tek senden yardım tilermiz,
Ey şanı yüce Allam;
Yüce kitabıñ Quranı Kerimde “Maña dua etiñ, qabul eteyim”, dep buyurasıñ, biz de saña dua etmek, añtlı şeidimiz Noman Çelebi Ciannı, bütün Qırımtatar şeitlerini añmaq içün şu yerde toplaştıq. İnanamız, sen afu eticisiñ, afu etmekni sevesiñ; bizni, ana-babamıznı, qorantamıznı ve bütün musulmanlarnı bağışla, bizni acı! Bizge doğru yolnı köster, bizni qıyış yolğa ketmekten qorçala, bu dünyada da obir dünyada da bizge eyilik-yahşılıq yaz Allam!
Ey yüce Rabbimiz;
Az evel oquğanımız Yasin-i Şerifni ve ayet-i kerimelerni; vatandaşlarımıznıñ oqup bağışlağan hatimlerini ve aşirlerini; bütün dua ve salavatlarımıznı qabul eyle.
Bularnıñ savabını, eñ başta peyğamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) efendimizniñ aziz ve paq ruhuna ediye eyledik, iriştir Allam,
Peyğamberimizniñ ashabına, ehl-i beytine ve bütün peyğamberlerniñ ruhlarına da ayrı-ayrı bağışladıq, qabul eyle, Allam,
Adları unutılğan, soyları kesilgen kimselerniñ de ruhlarına ediye eyledik, olarğa da yetkiz Allam,
Qırımnıñ 1783-ünci yılda Rus Çarlığı tarafından işğalinden soñ artqan zulum ve basqılar sebebinden; dinini, tilini, can ve namusını qorçalamaq içün vatanlarını terk etmege mecbur olğan, zorlu köç yollarında yaki köçip yerleşken diyarlarda köz yumğan atalarımıznıñ ruhlarına bağışladıq, qabul eyle Allam.
Ayrıca, Qırımnıñ milliy küreşinde çoq mahsus yerleri olğan; “Tilde, Fikirde, İşte Birlik” şiarı ile butün Türk ve İslâm âlemini uyandıruv ideali oğrunda ömürini feda etken İsmail Bey Ğaspıralınıñ ve arqadaşlarınıñ, ve dahi ömürlerini Qırımnıñ müstaqilligi küreşine adağan, 1917 qurultayını toplağan qaramanlarımızğa, 1937-nci ve 38-nci senelerde toplu qatliamlarğa oğratılğan ziyalılarımıznıñ ruhlarına, 18 May 1944 büyük Qırımtatar Sürgüninde can bergen köbüsi balaçıq, apaqay ve qart onbiñlernen Sürgün qurbanlarınıñ ruhlarına da bağışladıq, qabul eyle Allam;
Sürgünlikte milliy hareketimizni başlatqan ve halqımıznı qorçalap vatanğa qaytuvı içün küreşken ve bugün hayatta olmağan bütün inisiyatiflerimizniñ ruhlarına bağışladıq qabul eyle Allam;
Soñki eki yıl devamında, Rusiyeniñ Ukraynanı işğaline qarşı tigilip küreşken ve bu küreşte şeit olğan qaraman Qırımtatar askerlerimizniñ ve öz canlarını feda etken kerek Ukrain kerek diger halqlardan bütün qaramanlarnıñ, ve dahi Rusiyeniñ türmelerinde ölümge makum etilip can bergen qardaşlarımıznın ruhlarına bağışladıq yetkiz Allam,
Ve hususan, bundan tamam 106 yıl evel bolşevikler tarafından vahşiyce şeit etilip, naaşı Qaradeñizge atılğan, “Ant Etkenmen, söz bergenmen millet içün ölmege” dep yolbaşcılığımıznı yapqan, Qırım Başmüftüsi, Qırım Ahali Cumhuriyeti Başnazırı Şeit Noman Çelebi Cihannıñ aziz ruhuna bağışladıq, iriştir Allam,
Mına şu duağa qoşulğan, qol köterip âmin, âmin degen sayğılı cemaatımıznıñ da cümle keçmişleriniñ, soy-soplarınıñ ruhlarına bağışladıq, yetkir Allam,
Baracaq yerlerini cennet eyle, qabirlerini cennet bağçalarından bağça qıl!
Hastalarımızğa tez şifalar ber! Dertlilerimizni de dertlerinden qurtar Allam.
Milletimizni, vatanımız Qırımnı ve bütün İslâm memleketlerini er türlü felâketlerden, afatlardan, belâlardan, duşman ucümlerinden qorçala!
Bizlerge er daim tınçlıq içinde doğru yaşamaqnı nasip et Allam.
Bugünde bugün Vatanımız Qırımda ağır şeraitler astında qıynalıp yaşamağa mecbür etilgen ya da türmelerde hapis etilgen qardaşlarımızğa da hayırlı qurtulışlar nasip eyle! Milletimizni, dinimizni ve tilimizni saqla! Dualarımıznı qabul eyle!
ÂMİN! ÂMİN! ÂMİN!
Ve selâmün alel mürselin. Vel hamdü lillâhi rabbil âlemin. El-FATİHA!”
Anma programı şehitlerin ruhu için kavrulan helvanın dağıtılmasıyla son buldu.