Derneğimizin Kurucusu olduğu Kırım Vakfı’mızın Tarih ve Kültür Konferansları serisinin ilki olan “Akyar’dan Akşehir’e Bir GöçHikayesi” adlı konferans Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi’ndeki Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde 2 Aralık 2023 tarihinde Servet Odaman tarafından verildi.
Moderatörlüğünü Tuvgan Til İnternet Sitesi Koordinatörü Oya Deniz Çongar’ın üstlendiği konferansın açış konuşmasını Yönetim Kurulu Üyemiz ve Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay yaptı.
Katılımcıları selamlayarak konuşmasına başlayan Kalkay “Vakfımız 1999 yılında kurulduğunda temel hedeflerinden biri de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği kısa adı ile Kırım Derneğinin hükmi şahsiyet olarak varlığını sürdürebilecek her türlü desteğin verilmesiydi. Bu amaca yönelik olarak 2001 yılında bu binamızın arsası alınmış ve 2008 yılında da inşaatına başlanmıştı. Uzunca süren, sorunlu ve zor bir sürecin sonunda iskanı da alınan bina 2018 yılında Kırım Derneği’ne teslim edildi. . Binadaki eksiklikleri tamamlayarak resmi açılışını 2019 yılında Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski ve Milli Liderimiz Mustafa Kırımoğlu ile yapan Vakfımızın kurucusu Kırım Derneği bugüne kadar da çok değerli etkinliklere bu binamızda yer verdi.
Vakfımızın kurucusu olan Kırım Derneği yetkilileri de bir vefa göstererek Vakfımızın kurucu Başkanı Dr. Ahmed İhsan Kırımlı’nın adını binamıza verdi. En büyük hayallerinden biri olan binanın bittiğini görmek yaşarken kısmet olmasa da çok emek verdiği binada ismi ile yaşatılması Dr. Ahmed İhsan Kırımlı’ya şükranlarımızın da bir göstergesi oldu. İçinde buluğumuz Aralık ayının 11 i de merhum başkanımızın vefatının 12. Yıldönümü olacak. Bu vesile ile Başkanımızı şükran ve rahmetle anıyorum.
Vakfımızın ofisinin de yer aldığı Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisindeki ilk faaliyetimiz olması sebebiyle bu bilgileri Sizlerle paylaşmak istedim. Bundan sonraki yani 2024 yılındaki faaliyetlerimiz vakfımızın 25. Kuruluş yıl dönümüne de atfedilmiş olacak. Yine 2024 yılında Büyük Kırım Tatar Sürgünü’nün 80 Yıldönümü ve 2014 yılında Kırım’ın Rusya tarafından işgalinin 10. Yıldönümü de etkinliklerimiz kapsamında yer alacak.
Cumhuriyetimizin 100. Yılı vesilesiyle bu dönemki çalışmalarımızın ağırlığı Türkiye merkezli olacak. Kırım Tatarları ile ilgili Türkiye’de yapılan çalışmalar sonucunda ortaya çıkarılan eserleri gündemine alacak ve eserlerin müelliflerini konuk edecek.
Kırım Tatarlarının ak topraklar diye belledikleri, kendilerine vatan seçtikleri, geleceklerini adadıkları topraklarda bir asırdan fazla süren kitlesel göçleri sonucunda, yerleşebildiler, uyum sağladılar, kimliklerini korudular. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşundan bugüne kadar geçen bir asırlık süre içerisinde de sadık vatandaşlar olarak her türlü yükümlülüğü üstlendiler. Bunları yaparken de binlerce hikayede başrol oynadılar. Bugün burada bu hikayelerden birisinin konusu olan Ma’hmuretül _ Hamid’i, Kaha’yı, bugünkü adıyla Köklüce Köyünü tanıyacağız. Bu hikayeye hayat veren çok değerli Servet Odaman’ı konuk edeceğiz.” İfadelerine yer verdi.
Kendisini tanıtarak konuşmasına başlayan Servet Odaman Kırım’dan yapılan göçler sonucunda 1903 yılında kurulan Köklüce köyüne yönelik 1985 yılında başlayan, 2020 yılında sonuçlanan çalışmasını kitaplaştırarak Köyüne ve Vatan Kırım’a karşı sorumluluğunu yerine getirmeye çalıştığını ifade etti.
Atalarının da kurucuları arasında yer aldığı Köklüce köyünde doğduğunu belirten Odaman, "Kırım davası için atılan, her adım her söz benim için çok kıymetli” vurgusunu yaptı.
Odaman konuşmasında, Kırım’ın 1783 yılında Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmesinin ardından Kırım Tatarları için de kara günlerin başladığını, baskıların her geçen gün daha da arttığını, topraklarının elinden alınmaya başladığını, haklarının mütemadiyen gasp edildiğini, bunların sonucunda da kimliklerini korumak ve hayatlarını idame ettirmek için vatanlarından göç etmek zorunda kaldıklarını belirtti. Bir asırdan fazla sürede kitlesel olarak devam edegelen göçlerden Köklüce köyüne gelenlerin de son kitlesel göçün göçmenleri olduğunu ifade etti.
İsmail Bey Gaspıralı’nın çıkardığı Tercüman Gazetesi’nde 1903 yılına ait bir makale okuduğunu aktaran Odaman, o makalede sefaletin vurgulandığı belirtti. Yazar, köyden göç ederken yarım kaldıklarını, akrabalarını arkada bıraktıklarını dile getirdi. Ailesinin günlerce Akyar Limanı’nda beklediğini, ardından İstanbul Boğazı’na geldiklerini ifade etti. O dönemde Balkanlar ve Kafkasya’dan da göç olduğunu anımsatan Odaman, gelen Kırım Tatarlarının İstanbul’da kalmalarına müsaade edilmediğini, böylelikle Eskişehir’e ve Konya’ya çok sayıda göç olduğunu söyledi. Odaman, aralarında ailesinin de bulunduğu 10 gün boyunca İzmit Limanı’nda bekleyen kafilenin, 3 Mayıs gecesi Akşehir’e gittiğini geçici iskan bölgesinde kaldıklarını anlattı.
“Ailem Akşehir’in Kırım’ı andırdığını fark edince orada kalmak istemiş” diyen Odaman, çeşitli sebeplerden farklı bölgelere dağıldıklarını ancak burada hava şartları ve bulaşıcı hastalıklar nedeniyle etraflarında bulunan Dobruca Nogayları ile birlikte Konya’daki bölgelere yerleştiklerini ifade etti.
Dönemin Akşehir’ine bağlı Ma’hmuretül – Hamid adı verilen yerleşim yerine iskan edilişlerini, iskan projelerini ve köyün kuruluşunu belge ve görselleri ile anlatan Odaman, köyün daha sonra Kaha ve günümüzde de Köklüce adı ile anıldığını belirtti.
Odaman, o dönemde Osmanlı’nın yaşadığı sıkıntıları gerekçe olarak göstererek Ermenilerin, Kırım Tatarlarını gitmeleri için kışkırttığını söyledi. Kırım Tatarlarının bozkırda zorlu bir mücadeleyle uğraştıklarını belirten Odaman, iki ailenin geri Kırım’a döndüğünü söyledi. Yazar Odaman, 1911-1912 yıllarında süren Balkan Savaşları’na diasporadan ilk olarak kendi amcasının gittiğini ve cephede şehit düştüğünü dile getirdi. Böylelikle savaş döneminde köyde gencin kalmadığını deprem ve savaşla birlikte zorlukların arttığını vurguladı.
Bazı ailelerin Kırım’a farklı dönemlerde dönüş yaptığını, bunların arasında 1917 yılında toplanan Kırım Tatar Milli Kurultayı’na katılanların olduğunu, ancak yapılan takibatlardan kurtulmak için tekrar Kaha’ya gelenlerin hikayelerine yer verdi.
Büyük Taarruz dönemine gelindiğinde Eskişehir’deki askerlerin Batı cephesi olarak seçilen Akşehir'e geldiğini ve Kırım Tatarlarının destek olduğunu dile getiren Odaman, “Bu insanların acı dolu hikayeleri beni ikinci kitabı yazmaya ikna etti. Bugün burada refah içinde yaşıyorsak bu hikayelere borçluyuz” dedi.
Kırım Tatar kültürüne yönelik olarak Köklüce köyünde yaşatılan konulara, geleneklere, göreneklere değinen Odaman, Kırım Tatar dili, Kırım Tatar mutfağı, Kırım Tatar yırlarına ait örneklere de yer ver verdi.
Servet Odaman’ın sunumunun ardından konferans soru-cevap şeklinde devam etti. Konferans esnasında konferans katıcılımlarının bahsi geçen konulara yönelik katkıları da yer aldı.
Konferansınardından Vakıf Başkanı Tuncer Kalkay tarafından Kırım Vakfının teşekkür plaketi Servet Odaman’a takdim edildi.
Konferansın sonunda Servet Odaman “Akyar’dan Akşehir Bir Göç Hikayesi – 1903 Kırım” adlı kitabını okuyucularını imzaladı.