Kırım Tatar Teşkilatları Platformu tarafından, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla Genel Merkezimizin de katkılarıyla 10 Aralık 2021 tarihinde Ankara’da, “İşgal Altındaki Kırım’da İnsan Hakları ve Kırım Tatarları” paneli düzenlendi.
Ankara Milli Kütüphane Yunus Emre Konferans Salonu’nda saat 14.00’te başlayan, açılış konuşmalarını; Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasıl Bodnar ve Dünya Kırım Tatar Kongresi Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar’ın yaptığı panelde; Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Daimî Temsilcisi Anton Korıneviç, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Ukrayna Milletvekili, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Eş Başkanı Rüstem Umerov, TBMM Eskişehir Milletvekili, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi Emine Nur Günay ve Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı, Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov konuşmalarını gerçekleştirdi.
Rus işgali altındaki Kırım’da insan haklarına dair bir şey olmadığını vurgulayan Bayar açılış konuşmasında, Kırım’da her gün ev baskınları ve aramalar yapıldığının altını çizdi.
BAYAR: KIRIM’DA İNSAN HAKLARI İHLALLERİNDEN SÖZ EDEMEYİZ. ÇÜNKÜ KIRIM’DA İNSAN HAKLARI DİYE BİR MEFHUM YOKTUR
Dünya Kırım Tatar Kongresi Genel Sekreteri Av. Namık Kemal Bayar’ın açılış konuşmasından satır başları şöyle:
“…1783’ten büyük sürgün olan 1944’e kadar uğradıkları bu mezalimler, zulümler, zorla göç ettirmeler, katliamlar, sürgünler ile nüfuslarının büyük bir kısmını kaybettiler. Nihayet 18 Mayıs 1944’te Kırım’da artık yaşabilme mutluluğuna sahip 423 bin Kırım Tatarı tek bir fertleri kalmayacak şekilde, hayvan vagonlarına doldurularak Orta Asya’ya, Urallara, Sibirya’ya sürgüne gönderildiler. 192 bin 300 Kırım Tatarı bu sürgünde hayatını kaybetti. Tam 45 yıl boyunca vatanlarına dönmek için demir perde ülkeleri, komünist Sovyet idaresi altında, esaret altında yaşamak zorunda kaldılar. Fakat Kırım Tatarları yılmadı. 45 yıllık milli mücadeleleri neticesinde 1980’li yıllarının sonunda vatanlarına dönmeye başladılar. 1984’ten 2014’e kadar resmi kayıtlara göre, 300 bin bizdeki kayıtlara 400 binden ziyade Kırım Tatarı sürgün yerlerinden vatanlarına döndüler…
Kaderin ve talihin acı bir cilvesi olarak 27 Şubat 2014 tarihinde Kırım Tatarları, Sovyetlerin devamı olan Rusya Federasyonu tarafından Kırım’ın işgaliyle bir kez daha Rus zulmüyle karşı karşıya kaldılar. Bugün Kırım’da, doğrusunu söylemek gerekise insan hakları ihlallerinden söz edemeyiz. Çünkü, Kırım’da insan hakları diye bir şey yok. Öyle bir mefhumu Kırım’da görmeniz mümkün değil. Umuyoruz ve diliyoruz ki, bir gün bu hukuksuz, ahlaksız işgal sona erer ve insan hakları gününü o gün, biz Kırım Tatarları ve Kırım Tatarlarının yanında olan dostları, birlikte Kırım’da, Akmescit’te bayraklarımızı sallayarak kutlayabiliriz. Katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum.
“KIRIM’DAKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ, TÜRK DEVLETLERİ TEŞKİLATI’NIN GÜNDEMİNDE ALMALI”
Ukrayna Ankara Büyükelçi Bodnar, açılış konuşmasında Cumhurbaşkanı Zelenskıy ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Kırım’daki insan hakları ihlallerine çözüm arama noktasında diyalog halinde olduklarını vurguladı. Bodnar, Kırım Platformu’nun, Kırım’daki insan hakları ihlallerine yönelik çabalarının olduğunu söyledi. Ayrıca Bodnar, Türk Devletleri Teşkilatı’nın da bu konuda inisiyatif alması gerektiğini ifade etti. Bodnar’ın açıklamaları şöyle:
Ukrayna’nın sunmuş olduğu barışçıl inisiyatifler, ki Türkiye tarafından bunlar destekleniyor, Özellikle Kırım Tatar halkının haklarını korumayı ve aynı zamanda bölgede genel olarak istikrarı sağlamak için ve Kırım’ı işgalden kurtarılması için yapılıyor. Özellikle, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın arabuluculuk rolünü üstlenmeye hazır olduğunu ifade eden teklifi, Rusya ile var olan sorunu barışçıl yollarla çözmeyi amaçlıyor. Cumhurbaşkanı Zelenskıy’den de gelen inisiyatifler müzakere ve barışçıl yollarla bu sorunu çözmeye yöneliktir. Fakat, Kremlin tüm barışçıl inisiyatifleri reddediyor. Ama yine de ortak bir teklifimizi ortaya çıkararak her demokratik ülkeye yakışacak barışçıl yöntemlerle bu meseleyi çözmemiz lazım. Bunu sadece aramızda değil tüm kamuoyuna ve uluslararası topluma iletmemiz lazım. Öncelikle her şeyden önce bu Kırım’ı barışçıl yollarla geri almayı amaçlayan Kırım Platformu inisiyatifimizle ilgilidir. Bu konu her uluslararası örgütte/kuruluşta gündeme gelmeli. Aynı zamanda bu konu, tekrar ismi değişen Türk Devletleri Teşkilatı’nın gündeminde olmalı. Size garanti vermek isterim ki Ukrayna bu mücadeleye devam edecek. Aynı şekilde Ukrayna’da yaşayan Kırım Tatarları da bizlerle bu mücadelede omuz omuzalar. Dostlarımız ve dost Türkiye’nin destekleriyle en yakın zamanda kazanacağımıza inanıyoruz. Önümüzdeki İnsan Hakları Gününü hep birlikte özgür, serbest Kırım’da kutlamamız lazım.”
Moderatörlüğünü Karabük Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Yuliya Biletska’nın yaptığı panelde, Ukrayna’dan ve Türkiye’den Cumhurbaşkanlığı düzeyinde temsilciler konuşmacı olarak katıldı. Ukrayna’yı temsilen Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Daimî Temsilcisi Anton Korıneviç (Anton Korynevych), Türkiye’yi temsilen de Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu katıldı. Programın panelistleri arasında; Ukrayna Milletvekili, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Eş Başkanı Rüstem Umerov, TBMM, Eskişehir Milletvekili, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi Emine Nur Günay ve Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı, Dünya Kırım Tatar Kongresi Başkanı Refat Çubarov yer aldı.
KORINEVİÇ: KIRIM’DAN UKRAYNA İÇİNE GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALAN KIRIM TATAR SAYISI 52 BİN
Programın panelistlerinden Ukrayna’yı temsilen Ukrayna Cumhurbaşkanının Kırım Daimî Temsilcisi Anton Korıneviç (Anton Korynevych), Kırım Tatar siyasi tutsaklarla ilgili ayrıntılı bir sunum gerçekleştirdi. Kırım’daki işgalci güçlerin baskılarına uğrayan Kırım Tatar ve Ukrain siyasi tutsakların durumu hakkında istatistiki bilgiler veren Korıneviç şunları kaydetti:
“Kırım’daki insan hakları ihlalleri ve siyasi tutsaklar konusu, Ukrayna’nın gündeminde ve özellikle Cumhurbaşkanı Zelenskıy’ın de önem verdiği konular arasındadır. Zelenskıy, Erdoğan ve Biden ile bu konuları görüşüyor. Bilindiği üzere siyasi tutsaklar konusunda Cumhurbaşkanı Zelenskıy, hazırlanan yasa tasarısını parlamentoya sundu. Devletimiz siyasi mahkumların serbest bırakılması için çalışmalarına devam ediyor. Bu konuda Ukrayna’nın uluslararası ortakları ile iş biriği halinde olması çok önemlidir.”
Kırım’ın İşgalden Kurtarılması ve Yeniden Entegrasyonu Stratejisi hakkında bilgiler veren Korıneviç, bu belgenin Ukrayna için vazgeçilmez olduğunu vurgulayan Korıneviç, “Her gün Kırım’da özellikle Kırım Tatarlarına yönelik ve Ukrayna yanlısı aktivistlere yönelik bir zulmü tatbikatı sistematik bir şekilde yapıldığını görüyoruz. Çoğunlukla kendi iradesini, kendi düşüncelerini, fikirlerini ifade eden Kırım Tatarlarına en çok zulüm yapılıyor. Kırım Tatarları kesinlikle Rus işgaline olumlu bakmıyor ve bu konuyla ilgili fikirlerini ifade ederek sonrasın ne yazık ki çeşitli baskılara, zulümlere tabi tutuluyor. Yapılan istatistik verilere göre bugüne kadar Kırım’dan Ukrayna’nın içine göç etmek durumunda kalan Kırım Tatar sayısı 52 bin. Ama aslında bu rakamı ikiye çarpabiliriz çünkü Ukrayna’ya göç eden bazı Kırım Tatarları ilgili kimlikleri ve belgeleri almıyor. Bugüne kadar genele bakarsak siyasi takibatla ilgili toplam 234 davamız söz konusu ve ne yazık ki bunlar artmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı.
YALÇIN TOPÇU: İNSANLIK, KIRIM’DAKİ, DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ İÇİN AYAĞA KALKMALIDIR
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yalçın Topçu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlarını ileterek sözlerine başladı ve şu ifadeleri aktardı:
“Bugünün hürmetine başta Kırım’da, Doğu Türkistan’da, Arakan, Keşmir, Orta Doğu’da, Balkanlar’da ve Afrika’da tüm dünyanın gözü önünde süren insan hakları ihlallerinin bitmesini umut ediyorum. Merak ediyorum, insanlık, Kırım’daki, Doğu Türkistan’daki insan hakları için ne zaman ayağa kalkacak. İnsanlık farkında değil mi bu haklar çiğnenirken kendinin de yok olacağının. Bu toplantının, Ukrayna’nın toprak bütünlüğü, bölgenin barışı ve Kırım Tatar soydaşlarımızın her türlü haklarını kazanmasına vesile olmasını diliyorum.
Türkiye üyesi olduğu tüm uluslararası platformlarda insan haklarına karşı her türlü tehdidi bizzat Erdoğan’ın ağzından dile getiriyor. Bunu yaparken din, dil ve ırk ayrımı gözetmiyor. Türkiye insanı yaşat ki, devlet yaşasın düsturunun gereğiyle insan haklarının yerine getirilmesini istemektedir. Ankara’dan tüm mazlum ve mağdurlara sesleniyorum, umutsuz olmayın Kırım Tatarları başta olmak kaydıyla insan hakları elinden alınan tüm insanlara sesleniyorum: ‘Üzerinizde Allah, arkanızda Türkiye Cumhuriyeti devleti ve milleti var!‘. BM üye ülkeleri arasında güvenliği ve barışı korumak amacıyla kurulan BMGK, asıl görevi olan güvenliği ve barışı sağlayamıyor. BMGK, kendi görevini yapamıyor. Bunun gereği, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği ‘dünya beşten büyüktür’ü uygulamaktır.”
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Topçu, Kırım Tatarlarının lideri Kırımoğlu’nu anlatırken duygulandı ve Kırımoğlu’nun Kırım’ı silah zoruyla değil diplomasi ve yaptırım baskısıyla kurtarmak istediğini vurguladı. Topçu, bu söylemin uluslararası hukuka uygun, barışçıl bir söylem olduğunu belirterek, “Kırımoğlu, bu kadar zulme rağmen savaştan, terörizmden bahsetmiyor. ‘İnsanlığı ayağa kaldırıp soydaşlarımın hakkını, hukukunu koruyacağım’ diyor. Bu insan kendi varlığını milletinin, halkının varlığıyla birleştirmiştir. Şimdi, buradan seslenelim, yeter artık duyun bu büyük liderin sesini. Tüm dünya duysun. Bunu başta Rusya ve Rus halkı duymalıdır. Bu kahramanın sesinin gereği yapılırsa, Rus halkının üstünden büyük bir yük kalkar.” dedi.
“TÜRKİYE, ARABULUCU OLMAYA HAZIR”
Topçu, bölgenin refahı için Ukrayna ve Rusya’nın iyi ilişkileri olması gerektiğini ifade etti. Bölgedeki olası çatışma ihtimalini değerlendiren Topçu, Türkiye’nin arabulucu olmaya hazır olduğunu ifade etti. Barışın herkesin faydasına olduğunu vurgulayan Topçu, güçlü Ukrayna-Türkiye ilişkilerine de değindi. Ukrayna ve Türkiye’nin stratejik ortak olduğunu belirten Topçu, “Türkiye olarak bölgedeki olası bir çatışma ihtimaline karşın arabulucu olmaya hazırız. Türkiye, Ukrayna’nın siyasi egemenliğini Kırım dahil toprak bütünlüğünü her daim destekledi ve buna devam edecek.” ifadelerini kullandı. Ayrıca, Türk Devletleri Teşkilatının dünya barışını hedeflediğini de sözlerine ekleyen Topçu, bu kardeş devletlerin bir olmasının dünya barışına katkı sağlayacağını dile getirdi.
RÜSTEM UMEROV: RUSYA, KIRIM’DA KIRIM TATARLARINI KORKUTUYOR, HAPSEDİYOR VE İŞKENCE EDİYOR
Programın panelistlerinden Ukrayna Milletvekili, Ukrayna-Türkiye Parlamentolar Arası İlişkiler Grubu Eş Başkanı Rüstem Umerov, ise şunları kaydetti:
“Rusya, Kırım’da Kırım Tatarlarının şiddet içermeyen direnişini bastırmak için mümkün olan her şeyi yapmaya devam ediyor. Yarımadadaki Kırım Tatarlarını korkutuyor, hapsediyor ve işkence ediyor. Aynı zamanda, Ukrayna’ya karşı hibrit kitlesel enformasyon savaşını sürdürüyor. Aktörler, şarkıcılar, sporcular ve hatta şimdi de TikTok ve Instagram’daki blog yazarları, Kremlin’in büyük propaganda makinesinin araçları haline geldi. İşgal altındaki Kırım’ın bütçesinden, ‘medya alanındaki diğer konular’ adlı düzmece bütçe harcama kalemi altında halka ve onların fikirlerine karşı mücadele için ‘Rus Kırım’ ve ‘Düşman Ukrayna’ hakkındaki tezlere her yıl milyonlar ayrılmaktadır. Ancak Facebook ve TikTok sayfaları, gerçek hayatta değil… Gerçek hayat, küçük çocukların evde uyuduğu sabah 5’te yapılan baskınlardır, barışçıl mitinglerde kadın ve çocukların alıkonulmasıdır, insanların ‘yanlış’ tutumları nedeniyle hapishanelerde insanlık dışı koşullarda tutulmalarıdır. Yalnızca Ekim 2021’de işgal altındaki Kırım’da 3 arama, 73 gözaltı ve 16 tutuklama girişimi meydana geldi. Ayrıca, aktivistlere 40 para cezası ve 47 adil yargılanma hakkı ihlali gerçekleşti.
Bu rakamların ve istatistiklerin her biri ardında kişilerin ve ailelerin hikayesi var. Ukraynalı siyasi tutsak Andriy Zahtey, geçici işgal altında bulunan Kırım’daki Simferopol cezaevinin bodrumunda iki ay boyunca tutuldu. Bu, İnsan Haklarının ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme’nin doğrudan ihlalidir. Andriy’in ciddi sağlık sorunları var: mide ülseri, sırt ağrısı şikayetleri, omurilik travmaları, kol ve bacaklarda uyuşma. Tüm bu sağlık sorunlarına rağmen Andriy, dayanılmaz soğuk ve rutubetli koşullara katlanmak zorunda kaldı. Diğer yandan, 11 Kasım 2021’de avukat Edem Semedlâyev alıkonuldu ve 12 gün boyunca haksız yere tutuklu kaldı. Bunun nedeni onun mesleki faaliyetleriydi zira Edem işgal mahkemelerinde, Kırım Tatarlarının haklarını savunan az sayıdaki avukattan birisidir. Edem’in serbest bırakıldığı gün Kırım Tatarları onu karşılamak için tutukevinin önüne geldi. O gün, Rus güvenlik güçleri, 31 aktivisti gözaltına aldı. Gözaltına alınanlar arasında kadın ve çocuklar, basın kartı sahibi gazeteciler de vardı. Ancak bugün dikkat çekmek istediğim başka bir ciddi sorun daha var: hem Ukrayna içinde hem de uluslararası alanda insanlar savaştan, ölümden ve kötü haberlerden bıktı. Ukrayna’da her beş kişiden biri Kırım konusuyla ilgilenmiyor. Kırım konusuna kayıtsız kalmayanların ise sadece yüzde 15’i yarımadadaki insan hakları ihlalleriyle ilgileniyor. Aynı zamanda, Kremlin, Kırım’da tamamen farklı bir gündem yaratıyor. Rusya kendine güçlü bir şekilde “haydut” imajı yarattı. Bu, o kadar güçlü ki bugün kimse Putin’in hiçbir yeni saldırganlığına şaşırmıyor. 2014’ten bu yana Rusya, Kırım’ın işgali, Donbas’taki savaş, Suriye’deki savaş, hatta Skrıpaller’in zehirlenmesi gibi olaylarda, dünya çapında binlerce kişinin ölümüne neden oldu. Bu nedenle bugün insanlar, Ukrayna sınırındaki gerginliğin tırmanması ve Ukrayna’nın tam ölçekli bir saldırı olasılığına ilişkin haberlere ruhen hazırlar. Askeri cephenin yanı sıra enformasyon cephesini de mümkün olduğunca konsolide etmek bizim için önemlidir. Bugünkü gibi uluslararası etkinlikler bunun araçlarından biridir. Rusya’nın suçları ve sürekli baskılarının enformasyon gündeminde kalmaya devam etmesi için ortak yuvarlak masa toplantıları, konferanslar, telekonferanslar yapılması gerekiyor. Kırım Tatarlarının anavatanları Kırım’ı terk etmeyeceklerini ve Kırım’ın geçici işgalini asla kabul etmeyeceklerini kesin olarak biliyorum. Bu nedenle diplomasi ve enformasyon cephesinde şiddet içermeyen mücadeleyi her gün sürdürmemiz gerekiyor.”
GÜNAY: KIRIM TATARLARININ CAN GÜVENLİĞİ HAK VE ÇIKARLARININ KORUNDUĞU BİR ORTAMA EN KISA ZAMANDA KAVUŞMALARINI DİLİYORUM
TBMM Eskişehir Milletvekili, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk Grubu Üyesi Emine Nur Günay, buradaki konuşmasında, “Kırım davasının barışçıl yollarla, daha etkin bir şekilde savunulmasını ve Kırım Tatar soydaşlarımızın günlük hayatlarında somut iyileşmelere vesile olmasını temenni ediyorum.” dedi. Milletvekili Günay, panel kapsamında şu ifadeleri kullandı:
“10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü olması dolayısıyla ülkemize ve tüm insanlığa barış içinde yaşanacak bir dünya temenni ederken Kırım Tatarlarının da can güvenliği hak ve çıkarlarının korunduğu bir ortama en kısa zamanda kavuşmalarını ve özgürce yaşamalarını diliyorum. Kırım Tatarlarının can güvenliklerinin temini, hak, menfaatleri ve kültürel kimliklerinin korunması, Kırım konusunun uluslararası toplumun gündeminde tutulması ülkemizin Kırım politikasının esaslarını teşkil etmektedir”
“RUS İŞGALİ OLDUĞU SÜRECE, KIRIM TATARLARININ NE GELECEĞİ NE DE HAKLARI VARDIR”
Kırım Tatar Milli Meclisi Başkanı Refat Çubarov, Rus işgali altındaki Kırım’da yaşanan baskın ve aramalara değinerek, Rusya’nın, hapiste olan kişileri serbest bırakmasına yönelik çağrıları dile getirdi. Çubarov, bu baskıların kaynağının Kırım’daki Rus işgali olduğunu vurguladı. Çubarov, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü:
“Dünyada barışın korunması için görevli teşkilatlar var, bunlardan birisi BMGK. Sayın Erdoğan’ın ‘dünya beşten büyük’ sözünü biz de destekliyoruz. Çünkü BMGK’de beş devlet birçok kararı engelliyor. AGİT her sene çok önemli ve gerekli kararlar kabul ediyor. Kırım ve Kırım Tatarlarıyla ilgili kararlar alıyor. Ama konsensus alınması gerekliliği nedeniyle bir sonuca varılamıyor. Bu mesele sadece Kırım Tatarlarının değil, dünyanın meselesi. Rusya gibi otoriter rejimlerden korkular duyuyorsanız kendinizi kurtarmak için Kırım, Kırım Tatarları ve Ukrayna’dan başlamanız gerek. Rusya-Putin rejiminin diyaloğa hazır olmadığını herkes biliyor, Putin’in ilgilendiği; barış, güvenlik ve ekonomi değil… Putin’i, Rusya’yı diyaloğa çağırmak gibi hareketlerin boş olduğunu zaman gösterdi. Dünyanın, Kırım’da olan cinayetlere üzüldüklerini göstermesi gibi konuları artık aşması ve bir sonraki aşamaya geçmesi gerekiyor.
Rus işgali devam ettiği sürece, Kırım Tatarlarının ne geleceği ne de hakları vardır. Rusya’nın uluslararası hukukun sınırlarına gelmesi şarttır.
Kaynak: QHA