Tarımsal Kalkınma Vakfı (TAK-VA) tarafından 14 Mart 2020 tarihinde Ankara’da düzenlenen konferansta Kırım’ın işgali bağlamında, Rusya’nın tarihi sıcak denizlere inme politikalarının günümüzdeki yansımaları değerlendirildi.
“Kırım’dan Sıcak Denizlere’nin Neresindeyiz” adlı konferansa konuşmacı olarak katılan önceki Dönem Genel Başkanımız Tuncer Kalkay, “Kievan Rus” devletinden başlamak üzere, Rusya devletlerinin Karadeniz, İstanbul-Boğazlar ile Akdeniz’deki hükümranlık emellerinin tarihsel gelişimine değindi.
Kırım’ın sahibi olan Kırım Tatarlarının 6. yüzyıldan itibaren yerleştiği Kırım’da köklü halk olma statüsü ile Rusya’nın her zaman hedefi olduğunu belirten Kalkay, nihayetinde 1783 yılında Rusya’nın ilk defa Kırım’ı işgal ettiğini hatırlattı.
İşgal edilen Kırım’da Kırım Tatarlarını Osmanlı topraklarına göçe zorlayan Çarlık Rusyası’nın 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi sonunda İstanbul’a kadar gelebildiğine değinen Kalkay, II: Dünya savaşının sonlarına doğru Kırım Tatarlarını vatanlarından sürgün eden Sovyet Rusyası’nın, Kırım Tatarları gibi Türkiye’ye yakınlığını gördüğü Karaçay-Balkar Türklerini, Çeçen ve İnguşlar ile Ahıska Türklerini de sürgüne göndererek soykırım politikalarını nasıl sürdürdüğünü anlattı.
Kalkay, kendisi için tehlike gördüğü ve Türkiye’nin yanında yer alabileceğini düşündüğü Türk ve Müslüman halklara 1943 ve 1944 yıllarında büyük sürgün faciaları yaşatan Sovyet Rusyası’nın 1945 yılında Türkiye’den Kars ve Ardahan’ı talep etmesinin ardından, 1946 yılında Montrö anlaşmasının fesh edilerek Boğazlarda hak isteyen notasını bildirmekten de geri kalmadığını ifade etti.
Sürgün bölgelerinden hiçbir kimseden ya da ülkeden yardım almadan kendi imkanları ile vatanlarına dönebilen Kırım Tatarlarının, verdikleri çok büyük mücadeleler sonucunda Kırım’a yerleşebildiklerini, o zaman ki Ukrayna yönetimi tarafından çok büyük engellerle karşılaşmalarına rağmen önemli kazanımlar elde ederek milli ve kültürel müesseselerini de oluşturduklarını ve tekrardan Kırım’da varlıklarını hissettirebilmeyi başardıklarını belirten Kalkay, bu kazanımların 2014 yılında Kırım’ı 2. defa işgal eden Rusya tarafından nasıl yok edildiğini anlattı.
Rusya’nın 2014 yılından itibaren işgal ettiği Kırım’ı, Kırım Tatarları için nasıl bir açık hava hapishanesine dönüştürüldüğünü anlatan Kalkay, Rusya’nın Kırım Tatarları için bir gelecek değil ancak bir felaket olabileceğini belirtti.
Rusya’nın; Suriye’deki savaşta kullandığı silah ve bombaları 2014 yılında işgal ettiği Kırım’daki limanlardan yüklediği ve Boğazlardan geçirdiği gemilerle getirdiğine açıklık getiren Kalkay, Kırım’da Sevastopol limanlarında bulunan Karadeniz’deki etkin donanmasının ardından, Akdeniz’de etkinlik sağlamak üzere Suriye’nin Tartus limanındaki donanmasının nasıl konuşlandırdığına da değindi.
Katılımcıların sorularının cevaplandırılmasının ardından Vakıf tarafından yapılan ikram ile konferans sona erdi.