İstanbul, Beyazıt Meydanı’nda 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Sürgününün 75. yılı dolayısıyla 18 Mayıs 2019 tarihinde İstanbul Şubemizin organizasyonunda saat 14.00’te toplanan Kırım Tatarları ve Ukrainler tarafından Kırım’ı hala işgal altında bulunduran Rusya Federasyonu protesto edilerek basın açıklaması okundu.
Anma toplantısı ve basın açıklaması etkinliğine Kırım Derneği Çatalca Şubesi, Kırım Derneği Sakarya Şubesi, İstanbul Nogay Türkleri Derneği, İsmail Gaspıralı Kırım Eğitim ve Kültür Derneği, Tatar Sanayicii ve İşadamları Derneği (TATARSİAD) ve Ukrayna Kültür Derneği katılım gösterdi.
Kırım Tatar sürgün kurbanlarının anıldığı etkinlikte, 2014’ten beri devam eden Kırım’daki Rus işgali de pankartlar ve sloganlarla protesto edildi. Dernek başkanlarının konuşmalar yaptığı etkinlikte sürgün şehitleri için Attila Yayım hoca ile birlikte dua edildi.
İstanbul Kırım Derneği Başkanı Celal İçten tarafından basın bildirisi okundu. Bildiride şu ifadelere yer verildi:
“Bugün; 2. Dünya Savaşı sırası ve sonrasında Sovyet-Rus rejimi tarafında sistemli olarak soykırıma uğratılan Kırım Tatar Türklerini ve diğer Karaçay, Ahıska, Çeçen ve İnguş suç bütün insanlığın ortak acısı ve utancıdır. Kırım Tatar Türkleri 75 yıl evvel bugün yani 18 Mayıs 1944 gecesi insanlık dışı muamelelerde hayvan vagonlarına bindirilerek vatanları Kırım’dan Sibirya ve Orta Asya çöllerine sürgüne gönderilmiştir.
İnsanlıktan nasibini almamış Soyyet-Rus rejimi tarafında sürgün edilen binlerce Türk’ün yüzde 46’sı 22 gün süren sürgün yolculuğunda ve gönderildikleri sürgün bölgelerinde soğuk, hastalık ve açlıktan hayatlarını kaybederek şehit olmuşlardır. Bu saydığımız sebeplerle şehit olan yaşlı, kadın ve çocuklar iken Kırım Tatar Türklerinin erkekleri de Sovyet ordusunda Almanlara karşı savaşıyorlardı. Kızıl propagandanın aksine Alman saflarında savaştığı iddia edilen Kırım Türkleri de esirler arasından toplanan zoraki gönüllülerdi.
18 Mayıs 1944 soykırımı üzerinde 75 yıl geçmesine rağmen ile Kırım Tatar Türklerinin uğratıldığı maddi,manevi ve milli hakların hemen hemen hiçbirisi bugüne kadar tazmin edilmemiştir. Hatta son 20 yıl içinde geri dönebilen 350 bin Kırım Tatar Türkünün Kırım’ın 26 Şubat 2014’de Sovyet rejiminin devamı olan Rusya tarafında işgal edilmesi sonucu tekrar 20 bin kadarı vatanlarını terk etmek zorunda kalmıştır. Geride kalanlar ise Rus idaresinin baskısı altında inlemektedir.son Rus işgalinden sonra Kırım Tatar Türklerine yönelik seri idari ve siyasi baskıların arttığı, faili bulunmayan cinayetlerin halkımızı tedirgin ettiği görülmektedir.
Kırım Tatar Türklerinin milli lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu, kapatılan KTMM (Kırım Tatar Milli Meclisi) başkanı Rıfat Çubarov ve birçok halk temsilcisinin Kırım’a dönmesine izin verilmediği gibi Kırım’da kalanların da üzerindeki baskılar gün geçtikçe artmakta, bazıları da kimliği meçhul kişiler (!) tarafında kaçırılıp öldürülmektedir. Bugün Kırımda silahlı Rus güçleri tarafında kaçırılan ve bir daha kendilerinden haber alınamayan soydaşlarımızın sayısı 30’un üzerindedir.
Kırım Tatar Türklerinin evleri basılmakta,kanunsuz silahlı rus güçleri tarafından camilerimiz ve dini eğitim kuruluşlarımıza baskınlar yapılarak, mezarlıklarımızı tahrip edilerek hem manevi değerlerimiz rencide edilmekte hem de halkımız baskı ve yıldırma taktikleri ile sindirilmek istenmektedir.
Kırım Tatar Milli Meclisi işgalci Rus güçleri tarafından kapatılmış,milli meclis üyeleri terörist ilan edilmiştir. Kırım Türkçesinde yayın yapan televizyon kanalları, haber ajansları ve radyolar kapatılmış,basın mensupları devamlı gözaltına alınarak yıldırmaya çalışılmaktadır.
Kırım’da çocuklarımızın milli eğitim alması için kurulan milli mekteplerimiz teker teker kapatılmaktadır. 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türklerinin sürgünü ve soykırımı sonrası Kırım’da değiştirilen ve Rusça adlandırılan bütün Türkçe yer isimlerinin Ukrayna idaresi altında tekrar geri iadesi işgalci Rus yönetimi tarafında durdurulmuştur.
Kırım Tatar Türklerinin “ak topraklar” dediği Türkiye, Osmanlı döneminde Kırım’dan göçen Tatar Türklerine kucak açmış, İkinci Dünya savaşı sonrasında da 20-30 bin Kırım Tatar Türklerinin Ruslar tarafından katledilmelerini önleyerek sığınılacak güvenli bir vatan olmuştur
Ancak Rusya’da artan ırkçılık ne yazık ki tarihin acılarından ders alınmadığının bariz bir göstergesidir. Rusya Federasyonunu kendisine komşu ülkelere karşı uygulandığı şiddet politikası ve işgalci tutumu insanlığın yüz karasıdır.
Bu nedenle;başka soykırımların olmasını engellemek,halan tüm dünyanın gözü önünde insanlığa karşı işlenen suçların önüne geçmek,en belirgin örneği Kırım Tatar Türklüğüne karşı işlenen soykırımı hatırlamak ve hatırlatmak din,dil ve ırk farkı gözetmemeksizin hepimizin ortak görevidir.
Dünya barışını sağlamak için Rusya Federasyonu durdurulmalıdır.Bu sebeple başta Türkiye olmak üzere kardeş Türk Cumhuriyetlerinden, İslam ülkelerinden ve Hür Dünya ülkelerinden destek bekliyoruz. İnsanlık tarihinin en acı ve yüz kızartıcı soykırımlarından biri olan Kırım Tatar Türklerinin soykırımını ve vatanlarından sürgün edilişini bir kez daha hür dünya kamuoyu önünde kınıyor,soykırım ve mücadele şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Dünya parlamentolarından Kırım Tatar soykırımının tanınmasını talep ediyoruz.
Letonya Parlementosu 18 Mayıs 1944 Kırım Tatar Türklerinin sürgününü soykırım olarak tanımıştır. Kırım Tatar Türkleri açısını paylaşan Letonya halkına teşekkür ederiz.
Kırım Tatar Türkleri milli yolbaşçımız Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ve Milli Meclisimiz etrafında mücadelesine İstanbul Kırım Türkleri olarak devam edecektir. Buna söz veriyoruz.
Vatan yolundaki mücadelemizde Allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun .”
Kaynak: Kırım Haber Ajansı (QHA)