KIRIM DERNEĞİ GENEL MERKEZİ’NDEN
“KIRIM’IN RUSYA TARAFINDAN İŞGALİ VE KIRIM TATARLARINA KARŞI İNSAN HAKLARI İHLALLERİ” RAPORU
22 Ekim 2014 Ankara
Kırım’ın Rusya tarafından işgali, diasporada yaşayan tüm Kırım Tatarları tarafından uluslar arası hukukun açıkça ihlali olarak görülmektedir. Diasporada yaşayan Kırım Tatarları, her ortamda ve platformda bu görüşünü ısrarla tekrar etmektedir.
Kırım’ın 27 Şubat 2014 tarihinde işgal edilmesi ile Kırım Tatarlarına karşı yapılan insan hakları ihlallerinden bazıları aşağıdaki gibidir.
İşten Çıkarmalar
Ukrayna Pasaportunu teslim etmeyen kamu çalışanlarını işten çıkarıyorlar.
Pasaportunu teslim edenleri, Rusya vatandaşlığını kabul etmeleri ve Rusya’ya sadakatla hizmet edeceklerine dair yemin etmeleri kaydıyla işlerine devam etmesine izin veriyorlar.
Ev baskınları
Sadece Kırım Tatar evlerine baskın düzenliyorlar. Daha gün ağarmadan saat 5.00 civarlarında otomatik silahlı tam teçhizatlı askerlerle düzenledikleri baskınlarla sanki 1944 Sürgününü hatırlatan korku ortamını yaratıyorlar. Ukrayna’da yasak olmayan ancak Rusya’da yasak olduğu belirtilen dini yayınları arıyorlar. Bazı baskınlardaki evlere aramayı yapanlarca silah ve narkotik bırakılarak suç yaratmaya çalışıyorlar.
Cami ve medrese baskınları
Kırım Tatarlarının ibadetlerini yaptığı Camilere ve dini eğitimlerin verildiği kurslara silahlı baskınlar düzenleniyor. Münferit bir kaç hadise dışında Kırım Tatarları arasında radikal islami hareketler tarih boyunca hiç itibar görmemiştir. Ama Rusya’nın FSB eliyle kurulmuş tezgahları kullanarak Kırım Tatarlarını bu hareketlerin içindeymiş gibi göstererek dünyanın gözünde marjinalleştirme çabası vardır. Camii ve medrese baskınlarında bıraktıkları izlerle de bu amaçlanmaktadır.
Kırım Tatarının meşru organlarını ve liderlerini etkisizleştirme
Kırım Tatarlarının lideri Mustafa A. Kırımoğlu'nu itibarsızlaştırmak için yürüttükleri kampayanlar sonuç vermeyince, Mustafa A. Kırımoğlu’nu Vatanına sokmadılar ve 5 yıl süre ile giriş yasağı getirdiler. Liderlerini karşılamaya giden Kırım Tatarlarına 750 dolardan başlayan para cezaları uyguladılar. Bir memur maaşının 200 dolar civarında olduğu bir ülkede, bir çoğu işsiz olan Kırım Tatarlarına bu cezanın uygulanması yıldırma amaçlıdır ve insan haklarına aykırıdır.
Toplantısını Kırım dışında yapmak zorunda kalan Kırım Tatar Milli Meclisi’nin Başkanı Refat Çubarov’a da 5 yıl süre ile Kırım’a giriş yasağı getirdiler.
Kırım’da 14 Eylül 2014 tarihinde yapılan seçimlere katılımın azlığının sorumlusu olarak gördükleri Kırım Tatar Milli Meclisi’nin binasına 15 Eylül 2014 tarihinde silahlı saldırı düzenlediler, 16 Eylül sabahı silahlı kişilerce kuşatma altına aldılar ve ertesi gün Meclis binasını mühürlediler. Binanın sahibi olan Kırım Fonunun bütün malvarlığına el koyduklarını açıkladılar. Bahçesaray’daki Mahalli Meclisi bulunduğu binadan çıkardılar.
Kırım Tatar Milli Meclisine alternatif sözde Kırım Tatar kuruluşları kurdular. Bu sözde Kırım Tatar kuruluşları eliyle Kırım Tatarlarının Milli Kurultayını yeniden şekillendirmek için planlar yapmaya başladılar.
Kırım Tatar Millî Kurultayı, Kırım Tatar halkının kendi arasında demokratik yöntem ve kurallar kapsamında seçtiği delegelerden oluşan öz yönetim ve karar kurumudur. Kırım Tatar Millî Meclisi ise Kurultayca seçilen 33 kişiden oluşan icra ve idare organıdır.
Kırım Tatar basınını etkisizleştirme
Kırım Fonunun malvarlığına el konulması nedeniyle, bu fonun binalarında yayın hayatını sürdüren Avdet gazetesi ve Yıldız dergisi de idare binalarını terk etmek zorunda kaldı.
Kırım Tatar gazeteleri olan Kırım, Yanı Dünya ve Golos Kırıma gazetelerine yapılan devlet yardımları durduruldu. İşgalden bu yana personelinin dahi maaşlarını ödeyemeyen bu gazetelerin personeli gönüllü olarak devam etmesine rağmen, her an kapanma durumu ile karşı karşıya bulunuyor.
Kırım Haber Ajansı’nın (QHA) koordinatörü İsmet Yüksel’e 5 yıl süre ile Kırım’a giriş yasağı getirildi. QHA Genel Müdürü Gayana Yüksel Kırım’a girişte FSB tarafından saatlerce sorguya alındı.
Kırım Tatar TV kanalı ATR yöneticilerine kanaldaki yayınlar için baskı yapıyorlar.
Engellemeler
Kırım Tatarlarının yapacakları toplumsal organizasyonları engellediler. Her yıl Akmescit’te 35-40 bin kişinin katılımı ile yapılan 18 Mayıs Matem Mitingine Büyük Sürgün’ün 70. Yılı olmasına rağmen izin vermediler. Başka yerlerde yapılan 18 Mayıs matem mitinglerinde sürekli helikopterler uçurarak tacizde bulundular.
Adam kaçırmalar
İşgalden bu yana 18 genç Kırım Tatarı kaçırıldı. 3 Mart 2014 tarihinde kaçırılan Reşat Ametov’un işkence edildiği açıkça anlaşılan cesedi 15 Mart 2014 tarihinde boş bir arsada bulundu. Kezlev şehrinde 29 Eylül 2014 tarihinde kaybolan 25 yaşındaki Edem Asanov’un cesedi 6 Ekim 2014 tarihinde bulundu. Edem Asanov’un intihar ettiğine dair açıklamalar ailesine yaptırıldı.
Aileler korku içerisinde yaşamaya başladı ve akşam olunca kimse sokağa çıkamıyor.
Rusya Vatandaşlığına geçmeyenleri Kırım’dan çıkarma planları
Rusya Federasyonu tarafından Kırım’da oturum izni alabilecek yabancı statüsündeki kişi limiti 5.400 olarak belirlendi. Bu durumda Rusya vatandaşlığına geçmeyen Kırım Tatarları ile Kırım’da bugüne kadar kayıtsız yaşayan onbinlerce Kırım Tatarı’nın Kırım dışına çıkarılmaları söz konusu olabilecek.
Adil Yargılanma Hakkı İhlalleri
Kırım yarımadası çeyrek yüzyıl boyunca Ukrayna hukukuna tabi kalmıştır. Kırım Özerk Cumhuriyeti vatandaşları bu dönemde Ukrayna yargılama usulleri ve kanunlarına bağlı olarak yaşamışlardır. Kırım’ın işgali ile ülkede bu vatandaşların tamamen yabancı olduğu Rusya Federasyonu kanunları uygulanmaya başlanmıştır. Kırım Özerk Cumhuriyetinin Kırım Tatarı olsun olmasın tüm vatandaşları işgalci devlet hukukunun kanunları ve uygulamaları ile karşı karşıyadır. Rusya Federasyonunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki sicili dikkate alındığında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan Adil Yargılanma İlkesi’nin Kırım’da da Rusya tarafından dikkate alınmadığı örnekler artacaktır.
Kırım Tatarları, gerek vatandaşlık ve oturma izni ile ilgili davalarda, gerekse yapmış oldukları demokratik eylemler sonrası kendilerine verilen idari para cezaları ile ilgili davalarda Adil Yargılanma İlkesi’nin ihlal edildiği mahkeme kararları ile karşı karşıya kalmaya başlamışlardır. Bu durum, Kırım Tatarları ve/veya işgale karşı olan Kırım Özerk Cumhuriyeti vatandaşlarının demokratik eylem ve talep haklarını da engelleyici niteliktedir. Kişiler, şimdilik idari para cezaları ile caydırılmaya çalışılmaktadır. Kırım Savcılığının uygulama ve açıklamalarından hürriyeti bağlayıcı cezalarla da kişilerin cezalandırılacağı anlaşılmaktadır.
Eğitimin Ruslaştırılması
Yasal olarak Kırım Tatar dilinde eğitim mümkün gibi görünse de pratik olarak Kırım Tatar dilinde eğitimi imkansız hale getiren uygulamalar bulunmaktadır. Önceden Kırım Tatar dilli sınıflar açılan pek çok okulda bu sınıflar iptal edilmiştir. Ayrıca, okullarda Rusya kaynaklı müfredat uygulamaları başlatılmıştır.
Kitap Yasakları
Kırım’da Ukraince yasaklı dil haline gelmiştir. Kütüphanelerde bulunan Ukraince kitaplar yakılarak imha edilmeye başlanmıştır.
Mülteciler
İşgalden sonra Kırım’dan ayrılarak başka ülkelere göç eden mültecilerin sayısı 19.000’i bulmuştur. Özellikle yukarıda anlatılan vatandaşlık ve oturma izni konusunda karar ve baskılar arttıkça mülteci sayısı kat be kat artacaktır.
İşgali Kınayanlara Yaptırımlar:
Rusya Federasyonu Kırım’ın işgalini kınayan kendi vatandaşlarına karşı da yaptırımlar uygulamaktadır. Tataristan Federe Cumhuriyetine kayıtlı aktivistler Fevziye Bayramova ve Nail Nabiulla Kırım’ın işgaline karşı açıklama yaptıkları gerekçesi ile mahkemelerce para cezasına çarptırılmıştır. Fevziye Bayramova’nın evinde arama yapılmış, bilgisayar ve belgelerine el konulmuştur. Moskovada işgale karşı gösteri yapanlardan tutuklananlar olmuştur.