•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • 100 yıl önce bugün, 9 Aralık 1917’de Kırım’da heyecan dorukta idi. Birçok Kırım Tatarı heyecandan o gece uyuyamamıştı. O günü Kırım Tatarları makus kaderlerini değiştirmek için Tarak Tamgalı Gökbayrak altında toplanmış: “Esarete hayır, yaşasın hürriyet!” diyerek bir araya gelmişlerdi.

    1783 yılında Çarlık Rusyası tarafından işgal ve ilhak edilen Kırım'da İsmail Bey Gaspıralı'nın aydınlattığı yolda ilerleyen Kırım Türkleri, 30 Kasım 1917'de kadınlarında seçme ve seçilme hakkını kullandığı tarihi seçimlerle delegelerini seçtiler. 5'i kadın 76 temsilci 9 ARALIK 1917 günü büyük bir çoşkuyla, gönderine GÖKBAYRAK çekilmiş tarihi Hansarayı’nda toplandı, And Etkenmen söyleyerek, Kırım Türklerinin kendi kaderini belirlemek için çalışmalarına başladı...

    Bu tarihi yolculuğun kilometre taşlarını hatırlayalım!

    1783’te Çarlık Rusyası Kırım’ı ilhak etti, Kırım Hanlığı’nı yok etti ve burada askerî bir idare kurdu.

    13 Şubat 1784’te meydana getirdikleri Tavrida bölgesi (oblastı) sadece Kırım’ı değil yarımadanın kuzeyindeki geniş step arazisini ve Taman bölgesini de içine almaktaydı.

    1812, 1828-1829, 1860-1861, 1874, 1890 ve 1902 yıllarında büyük kitle göçleri vuku buldu.

    22 Haziran 1853’te başlayıp 1856’da sona eren göçlerle Kırım Tatarları tarihte ilk defa Kırım'da azınlık durumuna düştü. Çarlık Rusyası Kırım’a Slavların iskanını sürdürdü ve Kırım’ın her şeyiyle slavlaşırken, Kırım’da yüzyıllardır hâkim olan Türk İslam varlığı hızla yok ediliyordu.

    1851’de İsmail Bey Gaspıralı doğdu. Kırım Tatarlarını karanlıktan çıkaran ve bir millî uyanış dönemini başlatan bu kişi büyük fikir adamı ve reformcu Gaspıralı İsmail Bey oldu.

    1883’te Gaspıralı Bahçesaray’da Tercüman gazetesini yayımlamaya başladı.

    1884’te ilk Usûl-i Cedîd mektebini yine Bahçesaray’da açtı.

    1905 Rus inkılâbı ve 1908 Osmanlı inkılâbı, birçok Kırım Tatar gencinin İstanbul’a giderek orada tahsil görmesini mümkün kıldı.

    1909 sonlarında İstanbul’da Vatan Cemiyeti adında bir gizli teşkilât kurdular. Numan Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet ve Abdülhakim Hilmi Ârifzâde’nin öncülüğündeki bu gençler Çarlık rejimine karşı amansız bir düşmanlık beslemekte ve Kırım Tatarlarının kendi millî kaderlerine sahip olmaları gereğine yürekten inanıyorlardı.

    Mart (Şubat) 1917’de Rusya’da patlak veren Bolşevik İhtilâli, Kırım Tatar milliyetçilerine faaliyetlerini açık olarak yürütebilecek ortamı sağladı.

    7 Nisan 1917’de Vatan Cemiyeti mensuplarının teşebbüsü üzerine Kırım’ın her tarafından 2000 delegenin iştirakiyle Akmescit’te Kırım Müslümanları Vekilleri Kongresi toplandı. Tamamen Vatan Cemiyeti çizgisinin hâkimiyeti altında cereyan eden kongrede Kırım Müslümanları Merkezî İcra Komitesi seçildi. Başkanlığa o sırada henüz Kırım’da bulunmayan Nûman Çelebi Cihan getirildi.

    Bahçesaray’daki Kırım hanlarından kalan tarihî Hansarayı millî müze ilân edildi ve gönderine Kırım Tatar millî bayrağı olan gökbayrak çekildi.

    30 Kasım 1917 Kırım Tatar Millî Kurultayı için kadın, erkek yirmi yaşını doldurmuş her Kırım Tatarının doğrudan oy kullanmasıyla yapılan seçimler sonucunda 5’i kadın 76 vekil seçildi. Bu Türk-İslam Dünyasında bir ilkti ve birçok Avrupa ülkesinden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmıştı.

    9 Aralık 1917’de Bahçesaray’da toplanıldı.

    Gelin o tarihi günü Kurultayımızın Numan Çelebi Cihan ile birlikte en önde gelen şahsiyeti Cafer Seydahmet Kırımer’in hatıralarından okuyalım;

    “9 Aralık (26 Kasım) sabahı bütün şehir (Bahçesaray) bayraklarla donatılmıştı. Hava soğuk, rüzgârsız kar yağıyordu. Şehrin büyük caddesindeki kahveler kapılarına kadar halkla dolmuş, her tarafta milli, siyasi meseleler konuşuluyordu. Kurultay’ın öğle namazından sonra toplanması kararlaştırıldığından Hansaray’a bitişik bulunan büyük Han camii o gün hiçbir bayramda bile görülmeyen derecede kapılarına kadar sıkı sıkı dolmuştu…

    Bu sırada Hansaray’ın avlusu da mütemadiyen dolmakta idi. Bahçesaray’da bulunan birkaç yüz atlı askerimiz de yaya olarak bandoları ile birlikte gelmiş ve kapıdan sarayın divan odasına kadar olan mesafede iki saf halinde dizilmişlerdi. Bugün yapılacak geçit resmine kumanda etmesini dostlarımızdan Rüstem Parpetof’a havale etmiştim. O da diğer subaylarımızla birlikte, askerin başında bulunuyordu. Namazdan sonra, bütün mebuslar divan odasına geçerken bando Çelebi Cihan’ın “And Etkenmen” marşını heyecanla çalıyordu”.

    Bu şanlı mirası bırakan atalarımızı rahmetle, minnetle anıyorum. Kırım'ın Rusya işgalinden kurtarılarak, Kurultayımızın Gökbayrak altında Vatan Kırım'da yeniden toplanması için mücadeleye devam...

    Kaynak: QHA

    Pin It