•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Dünya Qırım Tatar Kongresi Yönetim Kurulu 5.Toplantısı ikinci oturumu öncesinde Kırım Tatarları’nın Milli Lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’na “Fahri Doktora” unvanı verdi.

     

    Anadolu Üniversitesi Yunus Emre Kampüsü’nde yer alan Öğrenci Merkezi’nde düzenlenen tören şehitler için saygı duruşu, İstiklal Marşı ve Ant Etkenmen’in okunması ile başladı. Kırım Tatar Halkı’nı Millî Lideri Kırımoğlu’nun özgeçmişinin okunmasının ardından hayatını anlatan kısa bir video gösterildi. 

    Üniversite Senatosu üyeleri ile birlikte kalabalık bir davetli topluluğunun katıldığı törende konuşan Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Naci Gündoğan geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden “Tarihçilerin Kutbu” olarak anılan ve kendisi de  Kırım Tatarı olan Prof Dr. Halil İnalcık’ı da andığı konuşmasına başlarken “Milletimizin tarih sayfalarında ve milli hafızamızda her zaman müstesna bir yeri olan Kırım ile kader birliğimiz, geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden, Tarihçilerin kutbu olarak anılan ve kendisi de bir Kırım Türkü olan rahmetli Halil İnalcık hocamızın tespitiyle, 1475 yılında Fatih Sultan Mehmet döneminde başlamıştır. Rahmetli İnalcık Hoca’nın Evliya Çelebi’den aktardığına göre, Kırım Hanlığı kuzeyden gelen tehlikelere karşı “sedd-i sedid” yani sağlam bir duvar olarak kabul edilmiştir. Zaman içinde Osmanlı İmparatorluğu, tarih sahnesinde hak ettiği şanlı köşeye yerleşir ve sınırlar yeniden çizilirken, milletlerin var olma ve insanca yaşama mücadelesi hiç bir zaman sona ermemiştir” dedikten sonra Üniversite Senatosu’nun Kırımoğlu’na “Fahri Doktora Unvanı” verme kararını şöyle açıkladı:

    “Bildiğiniz üzere İkinci Dünya Savaşı’nın bitimiyle Kırım için zorlu bir dönem başlamıştır. 1944 yılından itibaren Sovyetler tarafından uygulanan sürgünlerle Kırım halkı anavatanlarından koparılmıştır. Kırım Tatarları bu zorunlu göçlerle, Özbekistan, Romanya, Bulgaristan, Baltık Ülkeleri ve Rusya’nın çeşitli bölgelerine sürülmüşlerdir. Yüzbinlerce Kırımlı kardeşimiz de Türkiye’ye gelmişler ve yerleşmişlerdir. Kendi yurtlarında azınlık durumuna düşen Kırım Tatarları’nın var olma mücadelesinin bayraktarlığını yapan, bu uğurdaki büyük fedakârlıklarını takdirle izlediğimiz Sayın Kırımoğlu da 1944 yılında daha 6 aylıkken Özbekistan’a sürgün edilmiştir. Bu tarihten itibaren Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun hayatı, Kırım halkının mücadelesiyle bütünleşmiştir.

    Biraz evvel hayat hikâyesini birlikte dinlediğimiz bu fedakâr insan, uluslararası baskılar neticesinde 1986 yılında tahliye edilene kadar, 15 senesini hapishanelerde, sürgünde veya çalışma kamplarında geçirmiştir. Ancak Sayın Kırımoğlu’nun çektiği bu çile sayesinde, Kırım Tatarları anavatanlarından sökülüp atılamayacaklarını tüm dünyaya yüksek sesle duyurmuşlardır. Kırımoğlu, halkının özgürlük mücadelesine önderlik edip, uzun yıllarını cezaevlerinde geçirmesine rağmen hoşgörü ve anlayıştan ödün vermemiş, aşırı eylemlerden, taşkınlıklardan kaçınılmasına sürekli telkin etmiştir. Bu haklı davada, Kırım Tatarları’nın hiçbir şekilde şiddete başvurmamasında Sayın Kırımoğlu’nun rolü tartışılmaz.

    Üniversitemiz senatosu; Kırım Tatar Halkı’nın anayurduna dönmesine ve özgür yaşamasına yaptığı olağanüstü katkıları, Kırım Tatar Halkı’nın sorunlarının tüm dünya kamuoyuna duyurulmasına ve bu sorunların barışçıl yollarla çözülmesine yaptığı katkıları, düşünce ve ifade özgürlüğü değerlerini yaşamı boyunca savunması ve dünya çapında gelişmesine yaptığı katkıları, en zor zamanlarda ve coğrafyalarda demokrasinin korunması ve geliştirilmesine yaptığı katkıları, insanların kendi yurdunda yaşamalarının önemi ile mülteci ve göçmenlerin sorunları konusunda uluslararası alanda farkındalık yaratması, insan haklarının evrensel düzeyde güçlenmesine yaptığı katkıları, yaşamı ile tüm halkına ve insanlığa örnek olması, halkının liderliğini ve kanat önderliğini en zor şartlar altında üstlenmesi, üniversitemizin de derinden bağlı olduğu insani değerleri savunması ve evrensel düzeyde geliştirilmesine yaptığı katkıları nedeniyle “Fahri Doktor Unvanı” verilmesi kararlaştırılmıştır.” 

    Daha sonra sahneye davet edilen Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu davetliler tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Ardından cüppe giydirilerek “Fahri Doktora Beratı” takdim edildi.

    Kırımoğlu’da konuşmasında şunları söyledi: “Hayatta en büyük üzüntüm Üniversite okuyamamış olmamdır. Aslında ben hapishanelerde en iyi üniversite eğitmini aldım. Ancak annem ve babam çocuklarının okumasını için büyük gayret gösterdiler. Sırf onlar için bir üniversite diploması almak isterdim. Fakat Sovyetler Birliği buna izin vermedi. Ama yıllar devamında çeşitli üniversiteler tarafından bana verilen bu fahri doktora unvanları ile sanırım Sovyetler Birliği’nden intikamımı aldım.”

    Tören fuayede düzenlenen kokteyl ile sona erdi.

     

    Pin It