•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Kurucusu olduğumuz Kırım Vakfı’nın  “Tarih ve Kültür Konferansları” çerçevesinde düzenlediği 2024 yılının ilk  konferansı "Geraylar ve Osmanlılar" olarak 6 Ocak 2024 tarihinde Prof. Dr. Hakan Kırımlı ile gerçekleştirildi.

    0dc55685 2aaf 435e ada8 a4bf6e918fdf

    Türkiye Bilimler Akademisi'nin 2023 ödülleri kapsamında “Geraylar ve Osmanlılar” adlı esere layık görülen “Halil İnalcık Özel Ödülü”, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde  27 Aralık 2023 tarihinde düzenlenen "100. Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni"nde bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Prof. Dr. Hakan Kırımlı’ya takdim edilmişti.

    ODC

    Dr. Ahmed İhsan Kırımlı Sosyal Tesisi’mizde yer alan Bekir Sıtkı Çobanzade Kütüphanesi’nde gerçekleştirilen toplantının takdim konuşması Oya Deniz Çongar tarafından yapıldı. Bir diğer kardeş vakfımız olan Emel Kırım Vakfı’nın başlattığı “Rusya’da Rusya’nın esir tuttuğu siyasi mahkumlara kartpostal  ve mektup kampanyası”na değinerek, katılımcıları kampanyaya destek vermeye davet etti.

    TK3

    Toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyemiz ve Kırım Vakfı Başkanı Tuncer Kalkay katılımcıları selamlayarak başladığı açış konuşmasında aşağıdaki ifadeleri kullandı.

    “Bugünkü konumuz ve konuğumuz birbirinden bağımsız olarak çok değerli. Yaşanmışlıkları, bilinmezleri, köklerimizi, değerlerimizi günümüze taşıyarak geleceğimize de yön verecek bilgileri bilimsel yöntemlerle harmanlayan tarih biliminin önemi her geçen gün artıyor. Bu çerçevede Kırım’ı n tarihi de görev ve ilgi alanlarımızdan birisi oluyor. Kırım Hanlığı’nın tarihine yönelik parmakla sayılacak kadar az önemli birkaç esere bugün “Geraylar ve Osmanlılar” adlı kitap ile birisi daha eklenmiş bulunuyor. 350 yıla yakın hükümranlığı ile tarihte önemli bir yer edinen Kırım Hanlığı ve Hanedanlığını konu edinen bu eser, Bizim için de, Kırım için de, tarih bilimi için de çok değerli olduğu tartışılmaz. Türkiye Bilimler Akademisi'nin 2023 ödülleri kapsamında bu eseri  Halil İnalcık Özel Ödülüne layık görmesi de bu değeri anlatıyor.

    TK1

    Bunun yanında 25 yıllık bir emeğin ürünü olan bu muhteşem eserin sahibinin, Kırım’ın değerli evladı, Vakfımızın yönetim kurulu üyesi, şahsen de 40 yıllık dostluğumuz ve 40 yıllık yol arkadaşlığımız olan Hakan Kırımlı olması ayrıca gururlanmamıza vesile oluyor. Bu esere verilen ödülün, duayen tarihçilerden Kırım kökenli Halil İnalcık’a atfedilmesi de değerinin derinliğine ayrı bir anlam katıyor.

    TK2

    Tarihçilerin kutbu olarak bilinen Halil İnalcık bir asırlık yaşamında verdiği eserlerle tarih bilimine, özellikle de Osmanlı tarihine çok önemli katkılarda bulunmuş. Gençliğinden itibaren diasporadaki Kırım Tatar Milli Hareketi ile de yakın bir ilişki çerisinde olmuş. Kırım Tatar milli hareketinin önderlerinden Cafer Seydahmet Kırımer de Halil İnalcık’ın vereceği en değerli katkının Kırım hanlığının tarihini yazması olarak görmüş ve bu beklentisini de sık sık dillendirmiş. Halil İnalcık’ın Kırım Hanlığı ile ilgili yıllar boyunca süren çalışmaları da ölümünün hemen ardında 2017 yılında ancak yayınlanabilmiş. Bunu şunun için söylüyorum, iddialı bir tarih eseri vermek öyle kolay olmuyor. Hem Halil İnalcık’ın “Kırım Hanlığı Tarihi üzerine Araştırmalar 1441-1700” hem de Hakan Kırımlı’nın “Geraylar ve Osmanlılar” adlı kitaplarında geçen süreler gibi neredeyse ilmek ilmek dokunarak ortaya çıkıyor.”

    TK4

    Kalkay konuşmasının devamında merhum Halil İnalcık ile ilgili bir anısını da aşağıdaki gibi nakletti.

    “Halil İnalcık ile ilgili kısa bir anımı da anlatmak istiyorum. 2011 senesinde Kırım Vakfımızın ve Kırım Derneğimizin Başkanı olan Dr. Ahmed İhsan Kırımlı büyüğümüzü hastanede ziyaret etmiştik. Bu vesile ile onu da rahmetle anmış olalım. Ziyaret esnasında Halil İnalcık’ın da aynı hastanede komşu odalardan birinde tedavi görmekte olduğunu öğrendik. Ahmed Amcamızı ziyaret ettikten sonra, Halil İnalcık’a da uğradık. Seruma bağlı olarak hasta yatağında uzanan Halil Hoca’nın bizden başka ziyaretçileri de vardı. Ancak onların ziyareti sohbetten çok daha ötede idi. Odada belki 10 a yakın insan vardı. Anladığımız kadarıyla bu grup profesöründen, doçentine, doktoruna kadar tarihçi akademisyenlerden oluşmuştu. Grup üyeleri çalışmaları konusunda hocaya bilgilendirirken, hoca da onlara sorular soruyor,  sanki yaptıkları çalışmalarının akibeteni anlamaya çalışıyordu. Bu sohbette de Halil İnalcık’ın söylediklerinin grup üyelerinin pür dikkat içerisinde dinleyerek not aldıklarına şahit olduk.  O zaman 95 yaşında olan Halil İnalcık’ın hasta yatağında bile nasıl çalıştığını, görevini ne kadar ciddiye aldığını görmek beni çok etkilemişti.”

    HK2

    Konferansın konuşmacısı Prof. Dr. Hakan Kırımlı konuşmasına Kırım Hanlığının hanedanı Geraylar’dan bahsederek başladı. Kırımlı, "350 sene boyunca İslâm âleminin en itibarlı hanedanlarından biri olarak bilinmiştir" diyerek sözlerine başladı. Han unvanının açıklamasını yapan Kırımlı, 15. yüzyıla kadar çok önemli bir ünvan olduğunu, bu unvanı yalnızca doğrudan Cengiz Han'ın soyundan gelenlerin kullanabileceğinin altını çizdi. Kırımlı, Han unvanını, bu soydan olmadığı için Emir Timur’un bile kullanamadığını belirtti.

    HK5

    Altın Orda İmparatorluğu'nun 13 ve 14. asırlarda dünyanın en kudretli devletlerinden biri olduğunu ifade eden Kırımlı, diğer muazzam topraklarının yanı sıra bugünkü Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin topraklarının da 200 sene boyunca bu devletin parçalarından olduğunu söyledi. Altın Orda İmparatorluğu'nun asıl isminin “Uluğ Orda” olduğunu ifade eden Kırımlı, Geray hânedânının kendi döneminde İslâm âleminde Osmanlılarla birlikte en hürmet gören hânedânlardan biri olduğunu dile getirdi. Kırımlı, Kırım Hanlığı'nın bugünkü Güney ve Doğu Ukrayna, Güney Rusya ve Kuzey Kafkasya'da hükümran olduğunu aktardı. Ayrıca Kırımlı, Osmanlı ile Kırım Hanlığı hânedânlarının birbirlerine yazdıkları mektupları anlattı.

    Banner

    Osmanlı Devleti ile Kırım Hanlığı arasındaki ilişkilere de değinen Kırımlı, diplomatik ilişikilerinin nasıl olduğunu katılımcılara anlattı. Kırımlı konuşmasında şu ifadeleri kullandı.

    "Kırım’ın güneyindeki Kefe bir Osmanlı eyaleti olmakla birlikte, Kırım Hanlığı hiçbir zaman Osmanlı Devleti'nin vilayeti olmadı. Hanlığın kendi ordusu, kanunları ve parası vardı. Meselâ, Kırım Hanlığı topraklarında Osmanlı parası değil, kendi parası geçerliydi. Kırım Hanlığı’nın ilk dönemlerinde öncelikli problemleri Moskova veya Lehistan değil, rakipleri olan Altın Orda'nın İdil boyundaki varisleriydi.Onlara karşı kudretli Osmanlıların desteğini almak önemliydi. Osmanlı Devleti için de kuzeyde Kırım Hanlığı gibi bir müttefik gerekliydi. Bu nedenle Kırım ve Osmanlı münasebeti kuruldu. Önceleri sadece ittifak şekilinde kurulan bu ilişki müteakip asır içinde tâbiyete dönüştü. Ancak hanlığın kendi hükümranlığı ve yapısı hiçbir zaman ortadan kalkmadı. "

    Giris

    Kırımlı, katılımcılara dönemin iki ülke arasındaki ilişkiyi anlatan resimleri sundu. Kırım Hanlığı dönemini anlatan ve çoğu Safevî seferlerini resmeden minyatürlerle, Kırım han ve hanzâdelerinin, II. Gazi Geray Han'ın, hanlığın savaş bandosunun, kıyafetlerinin, Canıbek Geray Han'ın, Kalgay Âdil Geray Sultan'ın minyatürlerini gösterdi. Günümüzde hâlâ Kırım Hanlığı'na ait tarihî eserlerin bazılarının mevcut olduğunu ifade eden Kırımlı, Osmanlı Padişahı'nın sefer hallerinde Kırım Hanı’na ferman değil, yabancı hükümdarlara yollandığı şekilde ve davet mahiyetinde nâme-i hümâyûn gönderdiğini, böylece Kırım Hanlığı'nın Osmanlı seferlerine ordu gönderdiğini söyledi.

    3

    Öte yandan Kırımlı, zamanla Geraylar'ın Osmanlı Devleti’nin Rumeli topraklarına yerleştiğini, bu bölgede Geraylar'a ait 250’ye yakın çiftliğin olduğunu da sözlerine ekledi. Kırım Hanlığı döneminde Geray hânedânı mensuplarının iyi eğitim aldıklarını ifade eden Kırımlı, Hansaray’da ihtişamlı bir hayatın yaşandığını, hânedân mensuplarının şairlik, yazarlık, hattatlık ve bestekârlık gibi üstün yönlerinin olduğunu önemle vurguladı.

    ME

    Programın sonunda, Musa Geray Sultan’ın (Musa Geray Paşa’nın) soyundan gelen emekli Büyükelçi Murat Ersavcı da konuşma yaptı. Ersavcı, “Bu kitaba bir ömür adamanızdan dolayı size (Hakan Kırımlı) müteşekkirim. Bunu ancak bir deli profesör halledebilirdi. Bu inanılmaz bir başarı öyküsüdür. Büyük oranda kimse buradaki bilgilerin bilimsel olmadığını ileri süremeyecek, çünkü bu çok büyük bir belge çalışması. Kırım Tatarları adına teşekkür ederim" diyerek bir soru sordu. Viyana Kuşatması’na değinen Ersavcı, “Cevabı biliyorum ama sizin burada katılımcılara anlatmanızı istiyorum. Viyana Kuşatması esnasında Kırım Han'ı orayı terk etti derler, siz bu konuya açıklık getirebilir misiniz?” dedi.

    HK1

    Bunun tam manâsıyla bir saçmalıktan ibaret olduğunu ve tarihî hakikatlerle uzaktan yakından alâkası bulunmadığını belirten Kırımlı, konunun tamamen siyasî maksatlarla ortaya atıldığını ve cehalet ile de yayıldığını vurguladı. Kırımlı, “Öncelikle ifade etmeliyim ki, mesleğimi yaparken aidiyetim yoktur, yazarken maksadım mensup olduğum insanları yüceltmek ya da başkalarına yermek değildir. Bu benim akademik anlayışımdır. Ancak hakikati yazarsam bunun insanlığın, halkımın, ümmetimin işine yarayabileceğini düşünürüm. Bunun dışında bir tavır bilim dışı olur. Bu konuya bakışım da daha farklı olamaz. 1683 Viyana Kuşatmasının bütün ayrıntıları özellikle Alman ve diğer ülkeler literatüründe âdetâ dakikalarına kadar bilinir ve bu hususta yüzlerce cilt yazılmıştır. Türkiye’de son yarım yüzyılda yayılan bu saçma iddiaya dair tek bir satıra, hatta imasına bile bu son derece ayrıntılı kaynaklarda kesinlikle rastlayamazsınız. Dahası Osmanlı kaynakları da Silâhtar Fındıklılı Mehmed Efendi’nin sadece söylentiler arasında bir söylenti olarak zikrettiği bu hikâyeye hiç işaret etmezler, Netâyicü’l-vukūât yazarı Mustafa Nuri Paşa ve İsmail Hakkı Uzunçarşılı çok kısa söz ettiklerinde de böyle birşeyin olmasının kabil olmadığını kaydederler. Güya Kırım Hanı Murad Geray Han’ın savunmadığı İskender köprüsü diye zikredilen Krems köprüsü Viyana’nın 75 km batısında olup ne Osmanlıların ne de Kırım askerlerinin hiçbir zaman eline geçmemişti. Başka hususları bırakın, Viyana’ya yardıma gelen Jan Sobieski ordusu Kırım ordusunun koruduğu bir köprüden geçerek gelmemiştir ki böyle bir olay olabilsin. Maalesef tarihî vak’alardan zerre kadar haberi olmayan insanlar tamamen siyasî yahut hamasî maksatlarla bu şekilde saçma iddialarla kitleleri saptırageldiler. Bu zırvanın artık çoktan son bulması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

    2

    Programın sonunda soru cevap etkinliği yapıldı. Kırımlı, katılımcıların Kırım Hanlığına yönelik sorularını yanıtladı. Ardından Hakan Kırımlı Geraylar ve Osmanlılar kitabını katılımcılara imzaladı.

    Pin It