•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Doğru oturup, doğru konuşalım; çuvaldızı elimize almadan önce iğneyi kendimize bir batıralım;

    • Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Kırım'daki işgali ve insan hakları ihlallerini kınamak üzere üç karar kabul etti ve yayınladı; dördüncüsü yolda.
    • Avrupa Birliği, Kırım'ı işgal eden Rusya Federasyonu'nu Avrupa Parlamentosundan çıkarttı, çeşitli organları tarafından alınan kararlarla defalarca Kırım'ın işgalini ve Kırım'daki insan hakları ihlallerini kınadı ve işgale son verilmesi için çağrıda bulundu.
    • Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, ABD, Avrupa Birliği üye ülkeleri Kırım'ın işgalinin hemen ardından Rusya Federasyonuna karşı ekonomik ve siyasi yaptırımları başlattı ve arttırarak devam ediyor.
    • Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Grubu), Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International), ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) gibi uluslararası sivil toplum kuruluşları Kırım'daki insan hakları ihlalleri ile ilgili aylık ya da üç aylık olmak üzere periyodik raporlar yayınlayarak dünya kamuoyunun ilgi ve bilgisine sunuyor.
    • UNHCR (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği), UNESCO ve Birleşmiş Milletler Yerli Halklar Çalışma Grubu; Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Kuruluşu (OSCE/AGİT), Kırım'daki işgal ve insan hakları ihlallerini sürekli izleyerek raporluyor.
    • Birleşmiş Milletler Lahey Adalet Divanı (Birleşmiş Milletler Mahkemesi) Kırım'daki insan hakları ihlalleri ile ilgili önleyici tedbir kararı almış durumda, dava devam ediyor.
    • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kırım'ın işgali sonrası insan hakları ihlalleri ile ilgili davalara bakıyor ve insan hakları ihlallerine karşı bildiriler yayınladı.
    • Avrupa, Amerika ve Asya kıtasındaki kitlesel medya organlarında Kırım'daki insan hakları ihlalleri ile ilgili sürekli olarak araştırma yazıları, makaleler, haberler yayınlanıyor.

    Kısaca özetlediğimiz bütün bu uluslararası faaliyetler, yayınlanan raporlar, kararlar, bildiriler çok önemli bir hukuki ve siyasi külliyat haline geldi ve gelmeye devam ediyor.

    Buna karşılık bizim içimizdeki bazı arkadaşlarımız "vay efendim dünya bizi duymuyor, Avrupa ne yapıyor, insan hakları savunucuları nerede, siz bunları bize duyurarak bunları niye destekliyorsunuz, biz bize yeteriz yabancılar bize gerekmez" gibi sözlerle tribünlere oynayıp alkış toplamayı; Andy Warhol'un "bir gün herkes beş dakikalığına meşhur olacak" kehanetini yaşamaya uğraşıyor.

    Şimdi burada uluslararası hukuk, uluslararası strateji, millî strateji, jeopolitik, demografik, reelpolitika, dünya dengeleri üzerine uzun uzun yazıp bu arkadaşların anlamak için uğraşmayacağı konulara girmeden kısaca şöyle bir kaç örnek verelim:

    • Türkiye'de Kırım Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği Genel Merkezi tarafından yayınlanan 2 insan hakları ihlalleri Raporu ve düzenlenen konferans ve paneller ile Türk Gayriresmi Heyeti tarafından iki yıl önce yayınlanan "Kırım'da İnsan Hakları İhlallerine" dair rapor dışında hiç bir rapor, çalışma, tez yok.
    • Türkiye uluslararası kuruluşlar nezdinde Kırım'ın işgali ve insan hakları ihlallerinin kınanması yönünde önemli siyasi ve diplomatik katkılar verdi ama ekonomik ve siyasi yaptırımlara katılmadı.
    • Türk medyasının ana akımında ve kitlesel organlarında Kırım'daki insan hakları ihlallerine dair herhangi bir haberi ancak mikroskobik araştırma ile bulabilir ve cımbızla çekip çıkarabiliriz.
    • Buna karşın, Türkiye'nin Kırım Tatarlarına maddi ve manevi desteği mevcut şartlarda bir şekilde devam ettirilmekte, bu hususta Türkiye'ye ve onun ilgili bakanlık ve kurumlarına her daim teşekkür etmekteyiz. Ve vatandaşı olmaktan onur duyduğumuz devletimizin ilgili kurumlarıyla birlikte çalışmaya devam edeceğiz.

    Ancak, şunu bilmeliyiz ki maalesef biz bize yetmiyoruz ve daha bir müddet yetmeyeceğiz. Çünkü, "vay efendim, ama, fakat, lakin ile başlayıp hamaset" ile devam ettiğiniz cümleler aslında ve gerçekte hiç bir amacınızın olmadığını, gayret ve çaba gösterme niyetinizin bulunmadığını, vatan mücadelesinin kahvehane muhabbeti ile değil dünyadaki büyük güçler arenasında yürütüldüğünü anlamadığınızı ve anlamanın işinize de gelmediğini göstermekte.

    Çok da yazıp çizmeye gerek yok aslında. Antlı şehidimiz ne güzel yırlamış bir asır önce:

    "Bilmey, körmey biñ yaşasam Qurultaylı Han bolsam,

    Keñe bir kün mezarcılar kelir meñi kömmege"

    Bilmeden, görmeden yaşamaya devam etmek ne güzel; bin sene yaşasan da gam vurmaz böyle yaşayanları.

    Pin It