Tuncer Kalkay
Kırım Tatarları için 2014 yılı da felaket yıllarından biri olarak tarihe geçti.
Ukrayna’daki karışıklıkların müsebbibi olan Rusya, yıllardan beri beklediği fırsatı kaçırmayarak 2014 yılında Kırım’ı işgal etti. Uluslararası hukuku da ayaklar altına alarak, garantörü olduğu komşusunun egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı saldırılarını 2014 yılı boyunca devam ettirdi.
Kırım’ın sahibi ve köklü halkı olan Kırım Tatarları bu işgali hiçbir zaman tanımayarak sergiledikleri onurlu duruşları ile bütün dünyanın ilgi odağı oldu. Kırım Tatarlarının 26 Şubat 2014 tarihinde Kırım Parlamentosu önünde işgale karşı düzenledikleri mitinge on binlerce kişi katılmış ve Kırım Parlamentosunun silahları gölgesi altında işgali kabul etme girişimlerini, bir gün için de olsa engellemişlerdi. Ancak ertesi günü Rusya destekli silahlı teröristlerin parlamentoyu ele geçirmesi üzerine başlayan işgal, Moskova’nın yönlendirmesi ve yönetmesi ile bütün Kırım’a yayılmış, 16 Mart 2014 tarihindeki sözde referandum ile Rusya’ya bağlandığı ilan edilerek daha da ileriye taşınmıştı.
İşgal ile birlikte 2014 yılında bir yandan Kırım Tatarlarına pek çok hakların getirildiği açıklanırken, diğer taraftan Kırım Tatarlarının camilerine, medreselerine, işyerlerine ve evlerine düzenlenen baskınlar had safhaya ulaşmış, Kırım Tatarlarının yıllardan beri düzenleyegeldikleri demokratik toplantıları engellenmiş, pek çok Kırım Tatar genci kaçırılarak katledilmiş, Rusya vatandaşlığına geçmeyen kamuda çalışan Kırım Tatarları işlerinden çıkarılmış, Kırım Tatarlarının efsanevi kahramanı Mustafa Kırımoğlu’na uygulanan 5 yıl süre ile vatanına giriş yasağı, KTMM Başkanı Refat Çubar’a ve Kırım Haber Ajansı Genel Koordinatörü İsmet Yüksel’e de uygulanmış, saldırılara maruz bırakılan KTMM’nin binası nihayetinde mühürlenmiş ve KTMM’nin bütün mal varlıklarına el konulmuştur. Kırım Vakfı’na ve Vakfın Başkanı Rıza Şevkiyev’e milyonlarca Rublelik para cezası verilmiş, Kırım tatarlarının liderlerini ve milli organlarını itibarsızlaştırarak etkisizleştirmek için sözde Kırım Tatar kuruluşları oluşturulmuştu.
Kırım Tatarlarına 2014 yılında uygulanan baskılar günlük hayatın bir parçası haline getirilmiş, adeta nefes bile almaları bile engellenmiş, hemen hemen hergün insan hakları ihlal edilmişti. Bu durumu hiçbir zaman kabul etmeyen Derneğimiz; 2 Mart 2014 tarihinde Ankara’da düzenlemiş olduğu miting ile protestolarına başlamış, uluslararası kuruluşlara, Birleşmiş Milletlere, AGİT’e, Avrupa Konseyine müracaat etmiş, yayınladığı bildirilerini basın ve kamuoyu ile paylaşmış, yüzlerce defa demeçleri ile basında yer bulmuş, Radyo ve Tv programları, seminer ve paneller ile konuyu gündemde tutmuş, Mistral gemilerinin Rusya’ya teslimini engellemek için Fransa Büyükelçiliği önünde yaptığı gösteri ile birlikte taleplerini Fransa Büyükelçiliğine iletmişti.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muižnieks Ekim 2014 ayında bizzat Derneğimize davet edilerek Kırım’daki insan hakları ihlalleri anlatılmış ve Derneğimiz tarafından hazırlanan rapor da takdim edilmişti.
Putin’in 1 Aralık 2014 tarihindeki Türkiye ziyareti Ankara ve İstanbul’da yapılan mitinglerle protesto edilmiş, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde Türkiye’deki Kırım Tatar teşkilatları ile Rusya Büyükelçiliği önünde ve istanbul’da Rusya konsolosluğu önünde düzenlenen gösteriler ile Kırım’da yapılan insan hakları ihlalleri protesto edilmişti.
Kırım Tatarları gerek vatan’da gerekse diasporada Kırım’ın işgalini hiçbir zaman kabul etmeyerek seslerini yıl boyunca durmaya çalıştı.
Rusya’nın saldırgan tavrının sürdürmesine karşılık, Medeni Dünya da Rusya’ya karşı uygulanan ekonomik yaptırımlar artırılmış, ekonomisi petrol ve doğalgaz üzerine kurulu olan Rusya, Dünya’daki petrol fiyatlarının sürekli düşmesi ve para birimi Rublenin aşırı değer kaybetmesi ile beklemediği ekonomik kriz ile karşı karşıya kalmıştı.
Kırım’ın işgali bu ekonomik kriz ile Rusya’ya oldukça pahalıya mal olmuş, bütün bu gelişmeleri hesap edemeyen Putin Rusyası, sürüklendiği maceranın sonuçlarını 2014 yılının sonunda halkına daha yeni yeni hissettirmeye başladı.
Putin’in macerası yalnızca Ukrayna halkını, Kırım Tatarlarını değil, Rusya halkını da çok zor duruma düşürdü. Temennimiz; 2014 yılında yaşananlardan ders alınarak, Kırım’ın işgalinin derhal sonlandırılmasıdır.