•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Av. Namık Kemal Bayar

    BİR VAR OLMA SAVAŞI:“KIRIM’DA MİLLÎ EĞİTİM”

    Kırım’ın 1783 yılında Rusya tarafından işgal ve ilhakını müteakip Kırım Tatarları için meşakkatli ve mezalimli yıllar başlamıştır. Kırım Tatar nüfusunun çok büyük bir kısmı 1783-1920 yılları arasında vatanları Kırım’ı terk ederek o zamanki Osmanlı Devleti topraklarına sığınmak zorunda kalmıştır. İşgalden sonraki yüzeli yıla yakın bir zamanda anavatanlarından göç etmek zorunda bırakılan Kırım Tatar nüfusunun 1,5 milyona yakın olduğu tahmin edilmektedir.

    Büyük göçler neticesinde nüfusunun önemli bir kısmını yitiren Kırım’daki Tatar varlığı nihayet 18 Mayıs 1944 tarihindeki Büyük Sürgünle nihayet tamamen yok edilmek istenmiştir.

    Sürgün sırasında Kırım Tatarları nüfuslarının %46’sını kaybetmişlerdir.

    Ancak, ne Büyük Sürgün ne de sürgün ve hemen sonrasında yaşanan büyük mezalim ve bunların neden olduğu büyük kayıplar Kırım Tatarlarının vatan ve hürriyet mücadelesine engel olamamıştır.

    Kırım Tatarları, Sovyet rejimine karşı, barışçıl insan hakları mücadelelerine yılmadan devam etmiş ve bu büyük mücadele bir anlamda zaferle taçlanarak, Kırım Tatarlarının yeniden vatanlarına dönüş yolunu açmıştır.

    Vatana dönüşün başladığı 1989 yılından bugüne 280.000 civarında Kırım’a dönmüştür. Bu, bütün Kırım nüfusunun %13-14’üne tekabül etmektedir.

    Kırım’ın işgal edildiği 1783 yılından bugüne Kırım Tatarları yoğun bir yabancı kültürün etkisi altında bulunmaktadır. Özellikle 1850 yıllarda başlayan Ruslaştırma amaçlı asimilasyon çalışmaları ile Türk dil ailesinin önemli dallarından biri olan Kırım Tatar dilinin Kırım’daki etkisi önceleri yavaş yavaş azaltılmış, bir ara Gaspıralı İsmail Bey ve arkadaşlarının çalışmaları ile Kırım Tatarcası etkinliğine yeniden kavuştu ise de Sovyet Sosyalist Kırım Otonom Cumhuriyetinin 1930’lu yıllarda lağvedilmesiyle Kırım Tatarlarının kendi dillerinde eğitim hakları da tamamen ellerinden alınmıştır.

    Diğer taraftan 1930’lu yıllarda bütün Sovyetlerde olduğu gibi Kırım’da büyük bir aydın katliamı yanmış, binlerce Kırım Tatar edebiyatçısı, bilim adamı ya katledilmiş ya da Sibirya’ya sürgüne gönderilerek ölüme terk edilmişlerdir.

    Kırım Tatar eğitim ve kültür hayatına Sovyet rejimi tarafından vurulan bu büyük darbeden kısa bir süre sonra yani 18 Mayıs 1944 tarihinde Kırım Tatarlarının topyekûn sürgüne gönderilmesi ile asimilasyon artık fiili anlamda soykırım niteliğine bürünmüştür.

    Kırım Tatar halkının tarihsel süreç içinde birkaç nesli peşpeşe büyük darbelere maruz kalması neticesinde dil başta olmak üzere hemen hemen bütün kültürel öğeleri yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır.

    Bu tehlike, günümüzde Kırım Tatarlarının yaşamakta olduğu en önemli tehlikedir. Bugün Kırım’da resmî dil Ukraince ve Rusça’dır. Günlük hayatta konuşma dili ise tamamen Rusça’nın hakimiyeti altındadır.

    Kırım Tatarcası ise az sayıda edebî eser, süreli yayın ve görsel yayının kullandığı, günlük hayatta kullanılmayan, evlerde ve dost sohbetlerinde kullanılan bir dil olarak hayatının son günlerini yaşayan bir dil özelliğini taşımaktadır.

    Birleşmiş Milletler tarafından Yok Olma Tehlikesi Altındaki Diller kategorisine alınan Kırım Tatarcasının hayatiyeti bazı gönüllüler ve gönüllü kuruluşlar, Kırım Devlet Mühendislik ve Pedagoji Üniversitesi, Kırım Tatar bilim insanları ve edebiyatçıları ile bazı gazeteciler ile Kırım’da kurulu 15 adet Kırım Tatar Millî Mektebi ile birkaç Balalar Bağçası’nın vefakâr öğretmenlerinin fedakârca çalışmaları ile devam edebilmektedir.

    Bugün, Kırım’da yaşayan Kırım Tatarlarının dil ve millî kültürlerinin yok olmamasında öncelik çocuklarımız ve gençlerimizin ana dillerinde eğitim imkânlarının arttırılmamasında yatmaktadır.

    Kırım Tatarlarının yolbaşçısı ve Kırım Tatar Millî Meclisi Başkanı Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun da her konuşmasında işaret ettiği millî eğitim sorununun çözümü Kırım’da millî eğitimin desteklenmesi ile mümkündür. İhtiyaç en az 100 adet Kırım Tatar Millî Mektebi’dir.

    Kırım Tatar dilinin ve buna bağlı olarak millî kültürünün yok olma tehlikesinden kurtarılarak yeniden hayata döndürülmesi ancak bir millî eğitim seferberliği ile mümkündür.

    Kırım Tatar Millî Kurultayı ve Bütün Dünya Kırım Tatarları Kongresi kararlarından hareketle Kırım’da millî eğitim sorunu en önemli sorundur ve gerek Kırım’da gerekse Kırım dışında yaşayan bütün Kırım Tatarlarının bu sorunun çözümüne katkısı sağlanmalıdır.

    19-23 Mayıs 2009 tarihleri arasında tarihte ilk kez gerçekleştirilen Bütün Dünya Kırım Tatarları Kongresi’nin ardından, Türkiye’deki en geniş teşkilat ağına sahip Derneğimiz, Kırım’da var olmanın en önemli şartlarından biri olan Kırım Tatar dilinde eğitim ve ana dilde eğitim yapan Kırım Tatar Millî Mekteplerinin desteklenmesi konusunda geniş çaplı bir çalışma başlatmış bulunmaktadır.

    Vatan Kırım’a dönüşün başladığı zamandan bugüne Kırım Tatar dilinde eğitim ve yayın yapan kurum ve kuruluşlara önemli destekler veren Genel Merkezimiz, gelişen ve değişen eğitim teknoloji ve tekniklerinin Kırım Tatar Millî Mekteplerine kazandırılması, bu okulların tercih edilir, çağdaş ve üst düzeyde eğitim veren kurumlar haline gelmesi amacıyla projeler esasında yürütülecek “Maarif”strateji belgesi üzerinde çalışmalarını tamamlamak üzeredir.

    “Maarif”ana strateji belgesi kısa,orta ve uzun vadeli çözümler üreten, birbirleriyle ilişkili olduğu kadar bağımsız olarak uygulanma özelliği de taşıyan, pek çok alt bileşen projeden oluşan bir belge olarak Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarlarının anavatandaki millî eğitim hareketine katkısının yol haritasını çizmek amacıyla hazırlanmaktadır.

    Bu hazırlık çalışmaları şu an itibarı ile sürmekle birlikte “Maarif”ana strateji belgesi kapsamında ilkesel anlamda kabul görmüş bulunan bazı projeler şu an itibarı ile hayata geçirilmiştir. Genel Merkez’in Kamacı, Kalay ve Kentogay gibi Kırım Tatar Millî Mekteplerinin Fizik, Kimya, Biyoloji dersliklerinin yaptırılması için başlattığı proje“Maarif”kapsamındaki ilk örnek projedir.

    “Maarif”in geniş kapsamlı, tabandan destek alan bir belge olmasını teminen, belgenin son hali verilerek kabulünden sonra tanıtımı ve sunumlarının yapılması planlanmaktadır. Belge içinde yer alacak alt bileşen projelerin bir kısmı Genel Merkez kaynaklarından gerçekleştirilmesi mümkün iken bir kısım projelerin mutlak surette gönüllülerin desteği ile hayata geçirilebilmesi mümkün olabilecektir.

    Kırım’da yaşayan vatandaşlarımızın ana dillerini kaybetmemeleri, bir millet olarak varlığını sürdürebilmeleri bizlerin destekleriyle mümkündür. Dilimizi kaybetmek, millet olma özelliğimizi kaybetmek anlamına gelmektedir.

    Tarihi büyük acılarla ve zulümlerle dolu Kırım Tatarları bugüne kadar yok olmadan yaşamayı sürdürebilmiştir. Bunu da milletin özünde var olan yardımlaşma ve birlik duygusuna borçludur.

    Türkiye’de yaşayan Kırım Tatarları,vatanı yeniden vatan yapmak için büyük zorluk ve baskılara maruz kalan kardeşlerine yardımı bir borç olarak bilmelidir.

    Elbette ki Kırım’ın tek sorunu anadilde eğitim değildir. Vatan’da yaşayan insanlarımız dini alanda, sosyal ve kültürel alanda, iş bulmada, sağlık alanında ve daha pek çok alanda büyük zorluklarla uğraşmaktadır.

    Eğitim ile birlikte bütün bu sıkıntılarından kurtulmaları da bizlerin destekleri ile mümkün olabilecektir.

     

    Pin It