•  Kırım Derneği Genel Merkezi
  •   +90.312.419 47 49
  •   info@kirimdernegi.org.tr
  • Zafer Karatay

    Kırım’da en önemli problemlerden biri de toprak meselesidir. Gerek Ukrayna merkezi yönetimi gerekse Kırım’daki hükümetler ve mahalli idareler bu sorunu çözmek için ciddi adımlar atmamışlardır. Köklü bir çözüm üretmemişlerdir.

    Kırım Türklerinin Vatan Kırım’a çok yoğun olarak dönmeye başladıkları 1988-89 yıllarından itibaren toprak meselesi önemini ve güncelliğini korumaktadır. 1989 yılı Haziran ayında Özbekistan’da Fergana vadisinde meydana gelen müessif olaylardan sonra kaçan Kırım Tatarlarının yoğun gelişleri, Kırım Tatar Milli Hareketinde yeni bir dönemi başlatmıştır. Mustafa A Kırımoglu başkanlığındaki Kırım Tatar Milli Hareketi Teşkilatı (KTMHT) , Kırım’daki yönetimlerin toprak taleplerine kayıtsız kalması üzerine “Çadırşehirler” kurmaya başladılar.

    Kırım’ın güzel sahillerindeki Hasretköy, Değirmenköy, Çatalkaya, Akmescit etrafında ve Bahçesaray’daki Çadırşehirler peşpeşe kuruldu. Bu çadırşehirler Kırım Tatarlarının Vatan Kırım’a dönüşlerini de hızlandırdı. Kırım Tatarlarının toprakları böyle almaları karşısında Kırım’daki merkezi ve yerel yönetimler toprakları Ruslara ve zenginlere dağıtmaya başladı.

    Zengin Ruslara ve Kırım Tatarı olmayan kişilere toprakların peşkeş çekilmesi yeni bir olay değildir. Kırım Tatarlarının toprak sorunu aslında 1783 senesinde Kırım’ın Ruslar tarafından işgal ve ilhak edilmesi ile başlamıştı. Kırım Tatarlarının toprakları ellerinden alınarak keyfi olarak Rus asilzadelerine, Rus generallerine hediye edilmiş,peşkeş çekilmiştir. (Bakınız . Doç.Dr.Hakan Kırımlı, Kırım Tatarlarında Milli Kimlik ve Milli Hareketler, Türk Tarih Kurum Yayınları Ankara 1996 ss 8-11. )

    Toprakları ellerinden alınan, işgalci Çarlık Rusyası tarafından soyulan Kırım Tatarları, çaresizce, istemiyerek, göz yaşları içerisinde Vatan Kırım’ı terk ederek göç etmek zorunda
    kalmışlardır.

    Sovyet iktidarı zamanında da durum değişmedi, soygun devam etti. Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Veli İbrahim, Kırım’ın çöl bölgelerinde göçlerle boşalan Kırım Tatar köylerindeki toprakları, nüfus yoğunluğu olan dağ köylerindeki Kırım Tatarlarına dağıtmak istemesi, onun idam edilmesiyle sonuçlandı. Çünkü bu topraklarda “başkalarının gözü” vardı.

    Ardından topraklara Sovyet devleti tarafından el konulması geldi. Binlerce toprak sahibi, ya sürgün edildi ya da hapislere atıldı. Tanınmış yazarımız Cengiz Dağcı’nın babası da kolhozlaştırılan üzüm bağında, üzüm yapraklarına yüzünü sürerek ağladığı için hapse atılmıştı.

    Uzun seneler boyunca “işgalciler” tarafından yavaş yavaş toprakları ellerinden alınan Kırım Tatarlarının 18 Mayıs 1944’de ise, 1500 yıllık vatanlarında yaşama hakları da insafsızca vahşice ellerinden alındı.

    Onlardan boşaltılan köylere Rusya ve Ukrayna’dan yeni göçmenler getirilip yerleştirildi. Bu yeni bir politika değildi.Bu da Çarlık Rusyasından devralınmış bir politika idi. Hakan Kırımlı Kırım’a ilgi duyanların ve Kırım meselesinde aktif çalışanların mutlaka okumaları gereken eserinde Kırım’daki Rus sömürge siyasetini çok güzel ortaya koymaktadır. Sadece Ruslar ve Ukraynalılar değil, Bulgarlar,Almanlar,Ermeniler, Estonlar hatta İtalyanların varıncaya kadar bir çok milletten binlerce insanın nasıl iskan edildiğini belgeleriyle bize göstermektedir.

    Kırım Tatarları sürgünden geri dönerlerken, kendi evlerine yerleştirilen Rusların ve Ukrainlerin, bunda hiçbir günahları olmadığı bilinciyle onları mağdur etmemek için evlerini talep etmemişler, sadece toprak talep etmişlerdir. Bu zamana kadarda doğdukları, büyüdükleri asırlardır atalarını yaşadığı evlerdeki yabancıları rahatsız etmekten özellikle kaçınmışlardır. Evlerini talep etmek en doğal hakları olduğu halde, o evlerini imkanları olduğunda parayla satın almaya çalışmaktadırlar.

    Hem Yanukoviç liderliğindeki Ukrayna iktidarı, hem de Kırım’daki yeni iktidar sahipleri bu konuda ilk yaklaşımları pek umut verici değildir. Hatta durumu daha da kötüleştirecek adımlar atacakları yönünde sinyaller vermişlerdir.

    QHA haberlerine göre Kırım’daki yeni hükümet sorunu çözmeye hazır olduğunu iddia etmektedir. Umarız Kırım Tatarlarının uğratıldıkları haksızlık ve adaletsizlikleri dikkate alarak adilane çözümler üretirler. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından geçen günden beri zenginlere ve iktidarlara dağıtılan, peşkeş çekilen, adeta yeni iktidar sahiplerince yağmalanan Kırım topraklarında bu toprakların asıl sahibi olan Kırım Tatarları daha fazla mağdur edilmez.

    .qha.com.ua

     

    Pin It